Gitme vaktidir simdi,
Seherin en parlak olduğu gecede.
Kapıları usulca kapatıp,
Ses çıkarmadan sessizce,
gitmek gerekli gidilesi yere.
Aklım fikrimi çelmeden,
Herşey çıkmaza girmeden,
Gitmeli buralardan...
Ay ışığı yollara düşmüş
Denizci feneri gibi aydınlık sokaklar.
Nasılda göze çalıyor ışığını.
Mujganlarda birikmis;
veda damlalarını ifşa ediyor.
Sakla saklayabilirsen ağlamaklı suratını!
Kediler de uğurlamaya gelmiş gibiler;
Bu saatte başka kim?
Olurki bu yıkık şehrin;
viran arka sokaklarında,
Kediler ve her şekilde gitmeyi kafasına koymuş benden baska!
Valiz ağır ama;
yüreğimdekiler daha bir ağır.
Valize çare bulunur da
Yürektekinleri ne yapacağız?
Sabah uyanınca; yokluğum
acı verir mi? Sana bilmiyorum ama
varlığımın bir anlamı olmadığını
Bana haykırdığın da bu soruda
anlamını yitirmiş oldu aslında.
Aklımdakiler çok gürültü yapmadan,
Konu komşuyu uyandırmadan,
Koyulalım yola.
Hadi yürü bakalım ayaklarım,
iş yine sizlere düştü..
Unut aklım herseyi,
bu yaşadığın sadece bir düştü!