Acıbakla; Latince adı Lupinus Albus olan baklagiller (Fabaceae) ailesine ait bir bitki. Fasulye, nohut, soya, mercimek, yer fıstığı, bezelye, börülce, demir hindi ve çemen otu gibi bitkiler de aynı aileye ait. Acı bakla, Akdeniz ülkelerinde yaygın olarak yetiştirilen ve tüketilen bir bitki ve ülkemizde termiye, acı bakla, delice bakla, gavur baklası, mısır baklası gibi değişik isimlerle adlandırılıyor. Haşlanmış veya kurutulmuş olarak tüketilen bu besinin son 20 yıldır acı bakla ununun, buğday ununa karıştırılmasına izin verilmesinin ardından birçok alerjik vakanın bildirilmesine neden olduğunu söyleyen Türkiye Ulusal Alerji ve Klinik İmmünoloji Derneği Üyesi Doç. Dr. Fatih Dilek, “Acı baklanın soğan halkası kızartması gibi yaygın tüketilen besinlerde gizli alerjen olarak bulunması nedeniyle alerjik reaksiyonlar bildirilmeye başlandı” diye konuştu.
“ANAFİLAKSİ VAKALARI BİLDİRİLDİ”
Acı baklaya karşı gelişen alerjik reaksiyonların, diğer gıdalarla görülen reaksiyonlara benzer semptomlar oluşturduğunu ifade eden Doç. Dr. Fatih Dilek, bunlar arasında; kurdeşen, ağızda kaşıntı, yüzde, dilde veya boğazda şişme, karın ağrısı, bulantı, kusma, burun akıntısı veya gözlerde sulanma, nefes almada zorluk, öksürük, hırıltılı solunum ve tansiyonda ani düşme olduğunu söyledi. “Literatürde 'gizli' acı bakla içeren ticari ürünlerin tüketilmesi sonucu tekrarlayan anafilaksi (alerjik şok) vakaları bildirilmiştir” diyen Dilek, özellikle kişide astım varsa ve kontrollü değilse, diğer gıda alerjenlerinde olduğu gibi acı bakla alerjisinde de astımın şiddetli alerjik reaksiyonlar için bir risk faktörü olduğunu ifade etti.
“FISTIK ALERJİSİ OLANLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR”
Fıstık alerjisi olan bireylerin yüzde 4 ila yüzde 28’inin acı bakla alerjisi de olduğu söyleyen Doç Dr. Fatih Dilek, “Bazı çalışmalarda bu aran yüzde 46’ya kadar yükseliyor. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada fıstık alerjisi olan çocukların yüzde 15’inde baklagiller ailesinden başka bir gıdaya da alerjisi olduğu gösterildi” diye konuştu.
Bütün gıda alerjilerinde olduğu gibi, tanısal yaklaşımın ilk basamağının hastanın öyküsünü ayrıntılı olarak öğrenmek olduğunu söyleyen Dilek, bunu takiben, alerji uzmanının deri testleri veya spesifik immünoglobulin E tayinleri ile tanıyı kesinleştirmeye çalışacağını, gerekli görülmesi halinde acı bakla veya diğer baklagiller ile hastane ortamında belli bir protokol dahilinde yükleme testlerinin yapılması gerekebileceğini belirtti.
“SOLUNUM YOLUYLA VÜCUDA GİRMESİ BİLE ALERJİK REAKSİYONU BAŞLATABİLİR”
Doç. Dr. Fatih Dilek, alerjisi olan hastanın acı bakla içeren hiçbir ürünü tüketmemesi gerektiğini hatta bazı çok hassas bireylerde deriye temasının veya solunum yoluyla vücuda girmesinin bile alerjik reaksiyonu başlatabileceğini söyleyerek yapılması gerekenleri şöyle anlattı: