Hani insanın, o kadar askerimiz şehit olmadan bu karar alınsaydı denilen noktadayız.
Geç kalınmış ama hiç alınmamasından iyi bir karar.
Suriye’yi karıştıran, Irak’ı karıştıran, petrolden pay almak için çarpışan Avrupa ülkeleri, mahallenin akıllı çocukları gibiydiler.
Ortalığı karıştır, kaosu yarat, sonra ondan kurtulmak isteyenleri durdurmak için Türkiye ile göçmen durdurma pazarlığı yap.
Kaçan insanlar, siz Avrupalıların karıştırdığı yerden kaçıyorlar.
Kaçan insanlar, sizin kışkırttığınız insanlar tarafından öldürülmemek için kaçıyorlar.
Kaçan insanlar Türkiye’de, Türkiye’nin sınırlarında niye kalsınlar.
Çok insancılsınız ya, insan haklarında kimseye toz kondurmuyorsunuz ya, kaçan insanların zerre sorumluluğunu nasıl hissedemiyorsunuz?
Türkiye göçmenlere sınırlarını açtı.
Buyurun gitmek istediğiniz Avrupa ülkesine gidebilirsiniz dedi.
Bu kararın verildiği anlarda İstanbul’da, Topkapı’ya gittim.
Her yer insan kaynıyor.
Avrupa gitmeye hazırlanan insanlar kaynıyor.
Koca otobüsler saat sat doluyor, Türkiye’nin sınır kapısına ulaşmaya çalışıyor.
Gitmeyin diyen ülke ve onun görevliler artık ‘Gidin’ diyor.
Avrupa’ya kaçarken bizim yakalayıp, ülkelerine göndermeye çalıştığımız insanlar, göçmenler ilk hedefiniz AVRUPA!
Bir diğer konuda İdlip.
İdlip’de ne işiniz var diyenler.
Bugün İdlip’te olanlar, hepimizi vatan, millet, bayrak ve asker ekseninde daha da yakınlaştırdı.
Bugün İdip’te olanlar, İdlip’te askerimiz olmasaydı, şehrimizde, mahallemizde, sokağımızda, evimizde çoluk, çocuk demeden olacaktı.
Bunu anlamak için siyaset uzmanı, askeri deha olmaya gerek yok.
Bak Irak’a giremediğimiz tarihe, hala sancılarını yaşıyor, mücadelesini veriyoruz.
O yüzden hele bugünlerde şehitlerimiz varken, gazilerimiz varken, orada ülkemizin güvenliğini elde tutabilmek için mücadele eden askerler varken. ‘Ne işimiz var İdlib’te’ demeyin.
Sonra ne işiniz var Anadolu’da sorusuyla karşı karşıya kalırsınız!