Daha çok siyaset, daha çok seçim yazmam umarım daha çok siyasete girmek istiyormuşum gibi bir algı yaratmaz!
İşimiz bu!
Gündem ne, ona değinmeden, gündem ne onu takip etmeden, günden ne onunla ilgili yazmadan gazetecilik olmuyor, olmaz da!
Yerel siyasetin iyice ısındığı birçok partinin aday adayı başvurusu takvimi açıkladığı ve hatta bazıların adaylarını direk ilan ettiği zamanda partilerdeki siyasetin gidişatını, kulislerden gelenleri yazmamak da elde değil!
Bilen var, bilmeyen var!
Merak eden var, etmeyen var!
Öncelikli bir çok anket ve araştırma firmasının gizli veya açık yaptığı anketlere bakalım demiyorum, kimin, neden ve nerede anket veya araştırma yaptığı, hangi siyasi reaksiyonun rüzgarına göre hareket ettiğini bilmeden çıkan sonuçları paylaşmak, bırakın ihtimali, siyaseti dizayn etmek veya siyasete başka aksiyonlar karıştırmaktan başka bir şey değil!
AK Parti önümüzdeki hafta Kızılcahaman’da kampa giriyor.
Kış kampı değil, yerel seçimler kampı.
Zaten belediye başkanlığı için aday adayı başvuruları ve belediye meclis üyeliği için aday adayı başvuruları da o yüzden kamptan önce tamamlanmak üzere online ve direk yapılmak üzere açıldı.
AK Parti, Kızılcahamam’da aday adaylarını tek tek inceleyecek, bazılarını terletecek ve sonuçta birçok ilde adayı olmasa da aday adayı olacak ilk üç ismi netleştirmiş olacak.
AK Parti’nin teşkilatlara kim adayımız olsun sorusunun cevabı da işte bu ilk üç adaydan hangisinin daha çok tercih edildiğini noktasında önemli olacak!
AK Parti, adaylarının teşkilat tarafından da desteklenen aday olması noktasında çok titiz davranıyor.
Bu da yerel seçimlerde teşkilatın daha çok ve istekli çalışabilmesi için önemli görünüyor.
AK Parti İzmir’de yerel seçimlerde hiç bu kadar iddialı hazırlandığını söylemeden geçmek doğru olmaz.
CHP’de yaşanan değişimi bir kenarı bırakın, CHP’nin yerel yönetimlerde kendi seçmenine bile yaşattığı bir takım hizmet rahatsızlıklarının varlığı AK Parti’yi doğru adayla yola çıkıp, doğru seçim çalışmasını yapıp, doğru sonuç alacağı konusunda fazlasıyla ümitlendiriyor.
CHP’de işler biraz daha karışık!
Kongre sürecinde gidenler, gelenler, gitmesi muhtemel olanlar ve gelmesi muhtemel olanların varlığı yerel seçimde kimin aday olacağı konusunda ciddi bir soru işareti yaratmış durumda.
Kongre sürecinin yerel seçimler öncesi değişimle sonuçlanması CHP’de dengeleri alt üst ettiği gibi, örgüt yapısında da ciddi soru işaretlerine neden oldu.
CHP’nin yeni Genel Başkanı Özgür Özel ve A Takımı ekibi de bunun gayet iyi farkında.
Farkında olduğu için de sürekli örgütlü çalışmanın olabilmesi, CHP’nin tüm örgüt yapısıyla seçim sürecinde olabilmesi için birlik, beraberlik mesajlarıyla geçiriyor günleri.
İstanbul, Ankara ve Aydın’daki Büyükşehir Adaylarını önceki gün net şekilde dile getiren Başkan Özel’in ajandasında İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in isminin olmaması beklenen olmasa da, bilinen sonuç oldu.
İzmir’in büyükşehir başkanının kimin olacağı konusunda ciddi şekilde soru işareti bırakan bu olmayan açıklama, ilçe belediye başkanlarını da ciddi şekilde tedirgin etti.
CHP’nin yerel dışında bir de genel sorunu var ki, o da ittifak konusu!
CHP’nin kabul edilebilir en büyük destekçisi İyi Parti’nin kendi başına seçime gireceğinin üstüne basa basa söylemesi, CHP’yi gizli ittifak arayışlarına itmeye başladı.
Bu yüzdendir ki, CHP’deki değişim ve sonrası sürece bağlı olarak İyi Parti’de üstten ve alttan istifalar arka arkaya gelmeye başladı.
Yerel seçim öncesi Cumhur İttifakı’nın daha istikrarlı, daha rahat ve daha çok kazanmaya eğilimli şekilde çalıştığını söylemek siyaset bilimcisi olmayı gerektirmiyor.
Seçim sonuçlarıyla ilgili kim kazanır, kim yüzde kaç alır diye açıklama yapanların, kimlerin aday olduğu bilinmeden, kimlerin nasıl seçim çalışması yapacağını görmeden söylemeleri ise maddi temenniler, manevi beklentileri olarak görmek gerekir.
Görünmeyen ‘Dağ’ kılavuz ister!