Tıbbi adıyla blefaroplasti halk arasında bilinen adıyla da göz kapağı estetiğinin alt ve üst göz kapaklarındaki deri bolluğunun ve fazla kas dokusunun çıkarılması ve göz çevresindeki dokuların gerdirilmesini içeren cerrahi işlemlere dendiğini belirten Plastik Cerrah Op. Dr. Defne Erkara göz kapağı estetiği ile ilgili açıklama yaptı.
Yaşla birlikte yer çekiminin de etkisiyle kalıtımsal faktörler, güneş ısınları, hava kirliliği, aşırı sigara ve alkol kullanımı gibi farklı nedenlerle sarkan ciltle beraber göz kapaklarında da gevşeme, torbalanma, renk değişikliği, şişlik, kırışıklık, sarkma, deride bollaşma gibi yaslanma belirtileri ortaya çıktığını belirten Op. Dr. Erkara, "Cilt yaşlandıkca kademeli olarak elastikiyetini kaybeder.
Elastikiyet kaybı sonucunda, yüzdeki fazla deri üst ve alt göz kapaklarında toplanmaya başlar. Bu yüzden de çoğu bireyde yaslanma belirtilerinin ilk ortaya çıktığı yer üst ve alt göz kapaklarıdır. Saydığımız bütün bu sebeplerle göz kapaklarında ortaya çıkan bu tur değişimler kişiye; yorgun, donuk, üzgün ve olduğundan daha yaslı bir yüz ifadesi verir. Bazı bireylerde kaslarda ve alında düşüklükle birlikte olduğunda, daha çok göze çarpan bir estetik sorun ortaya çıkar. Hatta üst göz kapağındaki fazla deriler bazen görmeyi engelleyecek kadar ileri derecede olabilir" dedi.
İster kozmetik nedenlerle; isterse de işlevsel nedenlerle göz kapağındaki sorunlardan kurtulmanın mümkün olduğunu söyleyen Op. Dr. Defne Erkara, işlemin ihtiyaca göre üst göz kapağı, alt göz kapağı ya da her ikisine birlikte uygulandığını, kas ve alın kaldırma ve endoskopik orta yüz operasyonlarıyla birlikte uygulandığı zaman daha iyi sonuçlar verdiğini açıkladı.
Ameliyat daha çok 35 yaşından sonra yapılıyor
Göz kapağı ameliyatları daha çok yaşlanma belirtilerinin başladığı 35 yasından sonra daha çok yapıldığının altını çizen Op. Dr. Erkara, "Fakat operasyon için herhangi bir yas sınırlaması yoktur ve ihtiyaç duyan herkes her yasta bu işlemi yaptırabilir. Göz kapağı estetiği sonrası eskiden sahip olduğu canlı, dingin ve genç bakışlara tekrar kavuşan kisinin, kendine güveni artar. Ameliyat göz kapağındaki yaslanmayı durduramaz; fakat üst göz kapağında 5 ila 7 yıl sureyle etkisini sürdürür, alt göz kapağında ise daha uzun yıllar genç görünüm devam eder. Göz kapağı estetiği, genellikle yüz gençleştirme operasyonu ile birlikte uygulanır ama tek basına da uygulanabilir" şeklinde konuştu.
Ameliyat öncesi dikkat edilmesi gerekenler
Her ameliyattan önce olduğu gibi aspirin gibi kan sulandırıcı ilaçlar ameliyattan en az 2 hafta önce bırakılması gerektiğinin altını çizen Op. Dr. Erkara, "Her türlü bitkisel takviye ve yara iyileşmesini geciktirdiği için sigara da ameliyattan 2-3 hafta önce bırakılmalıdır. Üst göz kapağının katlanma çizgisinden kesi yapılarak sarkmış deri ve kas kesilerek çıkarılır. Çoğunlukla tek başına uygulanmasına rağmen bazen bu ameliyat kas kaldırma ve alın germe operasyonları ile birlikte uygulanır. Ya da botoks gibi ameliyatsız estetik araçları ile kombine edilebilir.
Alt göz kapağına cerrahi işlem uygulanmadan önce ise elmacık kemiği üzerinden aşağı sarkmış yağ yastıkcığı, endoskopik olarak yerine asılır. Bu operasyon sırasında alt göz kapağı yeniden değerlendirilir. Alt göz kapağında halen torbalanma, sarkma durumu ortadan kalkmamışsa alt göz kapağı ameliyatı yapılır. Kirpiklerin hemen altından kesi yapılarak deri ve kas gerdirilir. Yağ yastıkcığı göz altına yayılarak, kesi yerleri dikilip işlem sonlandırılır" ifadelerini kullandı.
Ameliyat sonrası riskler ve yan etkiler
Ameliyat sonrası olası bir yan etki göz kapaklarının tam kapanmaması olarak açıklayan Op. Dr. Defne Erkara, "Bu durumda aşırı bir göz kuruluğu da söz konusudur. Genellikle kendi kendine düzelir. Kuruluk için nemlendirici göz yası damlaları kullanılır. Eğer düzelmezse, dikişler alındıktan sonra masaj yapılarak durum düzeltilmeye çalışılır. 3-4 ay sonra durum hala aynıysa ikinci bir ameliyat gerekebilir. Ameliyatın diğer olası komplikasyonları göz kapağında uyuşukluk, yara izi skarlaşması, enfeksiyon ve kanamadır" şeklinde konuştu.