Çeşme’ye direk gitmek yerine, Çeşme eski yolun tam ortasına geldiğinizde sağa doğru girdiğinizde gittiğiniz yerin adı: Ildır (Erythrai)
Birkaç kere gittim ama turistlik gezi için falan değil.
Balık tutmaya.
Balık tutkunu olan insanlar bilir, aynı suda, aynı karada balık tutmak diye bir şey yok.
Kafa nereye biz oraya, balık nerede biz orada misali.
Ildır’a gittiğimde şirin deniz beldesine hayran kaldım.
O müthiş doğayı, o müthiş denizi ve o müthiş güneşi kelimelerle bunu anlatmak mümkün değil.
Giden bilir, gören bilir, hisseden bilir.
İzmir’in en gözde turizm merkezi Çeşme derler ama bence Çeşme’nin bu beldesi Çeşme’ye da on basar gözdelikte.
Suyunun sakinliği, doğanın yeşilliği, insanların doğal hali gidene en sıcak hoş geldin, kalana keyfin bol olsun diyor.
Günbatımının en güzel şekilde seyredilebildiği ender yerlerden birisi Ildır.
Ünlü filozof Eflatun da, yüz yıllar önce burayı görmüş, dünyayı buradan görmüş ve “Dünya’da görülebilir en güzel günbatımı Erythrai’dadır (Ildır)” demiş.
Aradan yüz yıllar geçse de değişen bir şey yok.
Ildır aynı Ildır, güneş aynı güneş ve günbatımı aynı günbatımı.
Şimdi bu kadar övgü dolu laftan sonra oraya gidip, sadece gezecek miyim, günbatımını nereden daha iyi göreceğim diyenlere de bir cümlem var.
Günbatımı Restoran’da gidin.
Orada Fırat Bey var, selamımı söylemeyin ama.
Bir kere gittim, beni hatırlamaz.
Size ne balığı yiyeceğinizi de söyler, yanında ne gitmeyeceğini de.
Ne yersen ye, ne içersen iç muamelesi yapan klasik işletmecilerden değil.
Oturduğunuzda yerde güneş batana, gün batımı seyretmekten zaten ne yeme de, ne de içmede vaktiniz olmuyor.
Güneş gidince masanıza gelenlerin farkına varabiliyorsunuz.
Turizm acenteleri sahibi iken kendisini günbatımına veren ve sizi mutlu değil, daha çok mutlu edebilmek için gidene kadar hizmet verme rahatsızlığı dışında hiçbir şey vermeyen Fırat beye giderken teşekkür etmeyi unutmayın ama.
Onu paradan daha çok mutlu eden şey bu.
Sözlü olarak çıkarken demiştim şimdi da yazılı olarak mutlu edeyim Fırat Beyi.
Teşekkürler!