Hazırlık maçı olması tansiyonu düşük maç olmasının temel nedeni olmalıydı.
Dünkü Almanya-Türkiye Milli Takımlar maçının izlemeye tv karşısına geçtiğim andaki düşüncem, duygum.
Maç Almanya'nın başkenti Berlin'deydi. Yani bilenen bilgi, verilen bilgi öyle idi. Lakin stadı dolduran binlerce Türk vatandaşı gurbetçilerimiz stadı Türk bayrağı görseline, eğlence alanına, coşku ve heyecan pınarına çevirmişti. Kendi bayrağımıza olan saygıdan dolayı Almanya bayrakları da doyduķları ülkeye saygılarından dolayı belliydi.
Maç başladığında sanki bir final maçı izliyor gibi yüksek oyun tansiyonundan yüksek futbol heyecanına giriverdik birden.
O ne mücadele, o ne oyun kurmalar, o ne sevinç ve hüzün. Maçın heyecanı yükseldiği gibi kalitesi de oldukça yüksekti. Almanlar yenilmemek için mücadele ediyor, bizim çocuklar yenmek için. Alman takımının teknik heyetinin saha kenarındaki stresi ve hüznü maçın ne kadar ciddiye alındığını, almamız gerektiğini gösteriyordu. Almanların bir dönem dünyaya ün salmış oyuncularının tribünlerde maçı seyretmeye gelmelerini saymıyorum.
Biz öne geçtikçe sevindik, Almanlar beraberliği yakaladıklarında.
Oyunun organize oluşu ve bizim çocuklardaki kazanma hırsı ve buna bağlı çalışma hızları baş döndürücü haldeydi.
Golleri saymıyorum.
Almanlar bizim basit hatalarımızdan golü bulurken, bizim çocuklar hatasız ortamda, akıl dolusu vuruşlarla gol attılar. Alman defansının hatasından değil, organize atak ve teknik vuruşlar golün adresiydi.
Keyifli bir geceydi teşekkürler bizim çocuklar.
Sıra grup liderliğini bırakmayacağımız Galler maçında.
Güveniniz böyle olsun, çalışmanız böyle olsun, aklınız ayaklarınıza yol göstersin zafer haķkınız.
Gururlanmakta bizim hakkımız.