Sizi kim koruyor? Ne kadar güvendesiniz?
Gerçekten soruyorum. Güvende olduğunuzu düşünüyormusunuz?
Allah korusun derler ya hani. Tam olarak durumumuz budur.
Dünyanın en refah düzeyi yüksek ve suç oranı en düşük ülkeleri nereleri biliyormusunuz? Ilk üçü söyleyeyim ben;
Finlandiya,Singapur, İzlanda.
Liste uzun, ancak bizim ülke herhangi bir sıralamada yok.
Nasıl olabilir ki? Gün ışığında, öğleden sonra, Alsancak’ın göbeğinde el kadar terorist çocuklar sopalarla sağa sola saldırırken, nasıl güvenli bir ülke olabiliriz?
Olsak olsak güvensiz ülkeler arasında bir yer edinebiliriz. Öyle de yapmışız zaten. Bu kategoride 70.sırada yer alıyoruz.
4 Mart 2020 tarihinde, saat 17:25 de Alsancak birinci kordonda Suriyeli misafirlerlerimizin çocuklarının saldırısına maruz kaldım mesela. Çocuk evet, yaşları 10 ile 15 arasında çocuklar saldırdı. Polisi, 155 i aradık ve 10 dakika geçti kimse gelmedi. Sivil polis bile gelmedi.
Yani tekrar edeyim, gündüz vakti, Alsancak’ın göbeğinde eli sopalı on kadar çocuk üzerimize saldırdı. Ve polis gelmedi.
Çocukların kendine güveni tamdı. Şimdi polisi arıyorum dediğimde ara hadi istediğin polisi ara diye de kafa tuttu. Yani demek ki varmış bir bildiği. Polisin gelmeyeceğini biliyormuş. O güvenle adam bile öldürebilecek büyüklükte sopasını bana sallayabildi.
Peki biz neden bu çocuklarla kavgaya giriştik?
Iki kişi vapura yürürken, çimenlerde oturmuş yedikleri çekirdekleri yerlere atan insanlara bakarken bir kalabalık dikkatimizi çekti.
Yerde yatan bir köpek tepesinde toplanmış çoluk çocuk. Önce anlamadık, dikkatle bakınca, yerde yatan köpeğin ağzını burnundan tutup eliyle kapatmış bir çocuk gördük. Seviyormu ne yapıyor diye bakarken öteki eliyle de çakmak yakıp burnuna tuttuğunu görünce kan tepemize çıktı. Hemen bağırıp üstlerine yürüdük. Bir anda ellerindeki bir metrelik sopalarla hepsi üstümüze yürüdü. Normalde kaçmamız lazım tabii, canımızı sokakta bulmadık. Ancak bir tarafta da canımıza yetti artık deyip polisi aradık hemen. O sırada bir tanesi yanımdaki arkadaşıma tekme attı. Öteki sopasıyla bana vurmaya çalıştı. Polisi aradığımızı duyunca ara hadi ara da gelsin bekliyoruz dedi. Yarısı Türkçe yarısı anlamadığım dilde konuşurken de üstümüze tükürmeye çalıştılar.
Kimse yokmuydu ortalık bunlara mı kalmıştı diyebilirsiniz, vardı. Epey insan vardı. Ancak durumu kanıksamış insanlar vardı. Öyle sinema izler gibi izlediler.
Biz vapura doğru yürürken onlar da sopalarıyla sahil boyunca bize eşlik ettiler sağolsunlar.
Her bir köşede bir şeyi, tekmelediler, bağırdılar çağırdılar.
Vapur geldi, bindik. Bu sırada on dakika geçti ve ne polis geldi, ne jandarma ne de başka bir yetkili.
Yani beni sopalarla dövseler, kafamı kırsalar kurtaracak hiçbir yetkili yoktu.
Evet malesef. Kendi ülkemde, yabancı bir ülkenin serseri, hapçı, nefret dolu çocukları tarafından sopalarla kovalandım. Ve benim polisim gelmedi.
Beni başka hiçbir detay iilgilendirmiyor.
Alsancak’ta eli sopalı kapkara oğlanlar çete olmuşlar. Eşinize, çocuğunuza, köpeğinize ve kendinize dikkat edin.
Allah korusun diyebiliyorum sadece.