Cumhuriyet Halk Partisi’nin Güzelbahçe delege seçimlerinde yaşanan ve gündeme bomba gibi düşen olayı eminim hepiniz duymuşsunuzdur.
Hani ilçe başkan yardımcısının başkan olmak için çıkardığı listeyi destekleyen Güzelbahçe Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü’nde çalışan Mine Bilir Şahin’in, 1. Balıkçı Barınakları Tuvalet Temizleme Görevlisi olarak tayin edilmesini olayını.
Demokrasi özgürce seçme ve seçilme işidir diyenleri yalanlayan gerçek, düşündüren ve güldüren bir olay.
Kültür ve Sosyal İşleri neresi, 1. Balıkçı Barınağı Tuvaleti neresi?
Kendi görüş ve menfaatleriyle oy kullanan bu kişi, 1. Balıkçı Barınağı’nın tuvaletini tertemiz eder ama aklındaki, ruhundaki o demokrasi kirlenmesini kim, nasıl temizler?
O kişiyi tanıyan, o kişiyi seven, o kişinin ailesi, sosyal çevresi, demokratik hakkını özgürce kulllandığını düşündüğü CHP’ye olası seçimlerde oy verip vermeme konusundan sizce ne düşünür?
Demokrasi bir kişiyi korumak için bir topluluğu yok saymak değil, bir topluluğu korumak için gerekirse bir kişiyi yok saymaktır.
CHP Güzelbahçe İlçe Başkanı kim olur, kim olmaz bunun bana göre bu saatten sonra hiç mi hiç önemi yok.
Bu delege seçimlerinde CHP tabanında yer alan, CHP belediyelerinde çalışan bütün CHP’lilerin kafasında binbir soru ve korkunun oluştuğu bir gerçektir.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gece – gündüz yürüyerek, adalet diye bağırarak, Türkiye’de herkesi partisine davet ederken, birileri için ise sadece delege seçimlerindeki destek hakkını kullandığı için tabanda böyle düşünsel çözülmelere neden olacak davranışları yapması bana göre CHP’ye karşı en büyük darbedir.
Bu benim siyasi bir yorumum değil.
CHP teşkilatları içinde bu tür davranışların çok yoğun olduğu bir dönemde yapılan seçimlerde, CHP’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin dışında kalan parti konumuna düştüğünü hatırlatmak sanırım yeterli olacaktır.