Seyrüsefere çıktığında içindeki hayaller
Doymak bilmez bir maviliğin esirindedir yürek.
Her defasında çakıl taşlarıyla hesap yaparsın.
Varacağın yere çıkış sağladığında
En azgın dalgalarında denizin.
Yine kabaran öfkeni dökmeye hazırsındır.
İşte öyle bir günde özgürsündür.
İşte öyle bir günde güzelin kollarında.
Her şeyin sen olduğu anlar.
Bütün aynaların içinde çocukluk yansımaların.
Bir çiçeğin güneşe bakışı gibidir annene bakışın.
Ellerinde bebeklik günlerindeki gibi sıcacık bir el.
Uzaklarda zannettiğin sen.
Hemen yanı başında bir ses duyarsın.
Duymaya doyamadığın kendi ismin.
Farazi tüm üzüntülerin bitmiş.
Ve annendesin.
Kimsesizliğinin kimse olduğu zamanlar.
Gecenin aydınlık vakitleri.
Suskunluğunun sustuğu zamanlar.
Konuşur kelimeler kendi içinde.
Mahkûmiyet yaşar tüm kötüyü belirleyen sıfatlar.
Aşk dersin, ayrılarak sürüden.
Sevgi dersin bütün zincirlere rağmen.
Uzanırsın güzelliğin koyaklarına.
Yanı başında misk kokulu nefesler.
Aldırdığın tüm cümleler rüzgâra tutulmuş.
Kırıldığın tüm kelimelerin dibine kibrit suyu.
Ve kaybolur terk.
Kaybolur bencil duygular.
Erersin güzelin tadına.
Varışın kutlanır.
Güzelin cennetlere taş çıkaran vadisinde.
Kim gelmiş diye sormaz eşikteki.
Kendi geldiğini bilir senin ruhunda.