Merhabalar sevgili Medya Ege okurları. Garip bir şekilde hızlı geçiyor günler. Sanki daha dün başlayan Ramazan ayının sonlarına yaklaştık bile.
E hadi o zaman toplanıp konuşalım bayramdan önce. Malum tarih yakın. Bir kaç gün sonra başlar bayram hazırlıkları. Evin temizliği, tatlısı, bayramlığı. Bitmez son dakikaya kadar koşuşturması.
Adı üstünde “tatlı telaş” derler bu günlere. Peki gerçek bir bayram hazırlığını nasıl yapalım?
Mesela bayram öncesinde kalbimizi de temizleyelim evimiz gibi. Üstümüze yük olan kini, öfkeyi atalım. Kızdıklarımızı ve kırıldıklarımızı arayıp “seni affettim” demeye gerek yok. Sadece içimizden de olsa onları affedip bırakalım. Kendimize yük yapmayalım.
Üzerimize giydiğimiz bayramlıklar gibi güzel olsun gülümsememiz. Görmek istediğimiz için birileriyle buluşalım. Sahte olmayalım.
Sonra bayram günü bir şeyler paylaşalım. Sevgi gibi…
Gün birlik günüdür dediğimiz gibi. Ne bileyim ortak acı da ortak mutlulukta buluştuğumuz gibi buluşalım mesela.
Öyle bir araya gelelim ki sıcacık olsun kalplerimiz.
İçimizdeki fitneyi, fesatı, kini… Ne bileyim işte o mutsuz çocuğu evde bırakalım. Özlediğimiz için, sevdiğimiz için toplanalım.
Gittiğiniz evde eksik aramak için değil, öğrendiğiniz dedikoduyu bir sonraki eve taşımak için değil, sadece bir bayramı daha birlikte görmüş olmanın huzuru için buluşalım.
Hayat bir garip döngü. Bir saat sonrası garanti değil. Yediğin son yemek, gördüğün son insan, yazdığın son satır olabilir şu an. O yüzdendir ki adı “Bayram” olanın hakkını verelim.
Bu bayramı göremeyenleri hatırlayalım. Yarım kalanları, her şeyini yitirenleri… Sonra şükredelim sevdiklerimize bakarak. “Bana ne faydası var?” dediğimiz insanların bile sadece “hayatta ve iyi” olduğuna sevinebilelim. Başkaları kötü olabilir. Biz kendimiz için “iyi” olalım. Kalbi iyi, vicdanı iyi, sağlığı ve huzuru iyi.
Biz hepsinden eminsek. O zaman gönül rahatlığıyla söyleyelim, “Hepimize İyi Bayramlar”