- " Merhaba Halil Bey. Bize biraz kendinizden ve kitabınızdan bahsedebilir misiniz?"
Halil UZUNTAŞ : " Bu soru çok yerinde oldu diyebilirim; Çünkü kendimi anlatırken kitabımla bütünleştirerek anlatmayı tercih ediyorum. Belki de beni ben yapan, onun harflerinde tutuşan ateştir. Kendimi aradıkça yazdım, bulamadıkça daha fazla yazdım. Çok küçük yaşta şiirle başlayan bu yolculuk, ben farkında dahi olmadan bir romana dönüşüverdi. Ardından kitap çıktı ve çok güçlü bir ilgiyle karşılaştı. Sonunda öyle bir noktaya geldi ki, "Ölümse Beni de Götür" kitabı hayatımın bir parçası olmaktan ziyade, anlamı ve bütünü oluverdi. Elbette bundan şikayetçi değilim. Aksine bu güzel hissin bana kattıklarıyla daga güçlü bir şekilde yoluma devam ediyorum."
- " Sizi psikolojik roman yazmaya yönelten birileri ya da herhangi bir olay var mı?"
Halil UZUNTAŞ : "Başlıbaşına psikolojik roman diyemesekte içinde psikolojik tahlillerin ve iç döküşlerin olduğu bir roman diyebiliriz. Beni buna iten şey ise, uzun süredir psiklojinin derinliğinde kafa yormam ve tahlillerin içindeki o aykırı üsluba olan sevgi oldu. İnsanların yaşayıp da anlatamadığı fakat kendisini kitabın içindeki bir tahlilde bulduğu an, "işte ben bunu yaşamıştım" demesi, bunu dedirtebilmek benim için cok kıymetli bir yere sahip. Ben buna, "Acıya ortak olmak" diyorum."
- " Kitabınız için size destek veren oldu mu?"
Halil UZUNTAŞ : "Kitabım için aldığım destek azımsanamayacak kadar fazla oldu. Çevremin bana ne denli güvendiğini gördükçe azmim ve gücüm büyüyerek devam etti. Motivasyon olmadan başarmanın çok zor olduğunu biliyorum. Çevrenizde olumsuz seslerde duyuyorsunuz elbette ama bunlara kulaklarınızı kapatıp, yanınızda olanlarla yürümek en doğru adım olacaktır."
- "kitabınızda lirik dil tercih etmenizin nedeni nedir?"
Halil UZUNTAŞ : "Ben bir çok şeyi coşkuyla yaşayan bir insanım. Mutluluğu da, hüznü de coşkuyla yaşamalı insan... Çünkü hüznün verdiği coşku mutluluğun kıymetini yüceltir ve bu, umuda koşan adımları hızlandırır ve daha fazla yaklaştırır. Mutluluğun verdiği coşkuya ise ruhun başlıbaşına şahlanışı diyebiliriz. Ben hayatı bu denli coşkuyla yaşarken insanları bundan mahrum bırakmak pek doğru olmazdı."
- "Kitap yazmak için bulunulan herhangi bir ortamın bir önemi var mıdır? "
Halil UZUNTAŞ : "Kitap yazarken bulunduğunuz ortam en önemli şeylerden biridir. Kimisi ufku açık, ferah ortamlarda daha etkili yazar, kimisi ise tam aksine kapalı bir kutunun içinde... Ben ikinci örneği kendime daha yakın buluyorum. En ufak bir sesin olmadığı ve dikkatimi dağıtacak görüntülerden uzak durarak yazıyorum. Bir kitabı yazarken bulundugunuz ortamdan ziyade, kitabın içindeki dünyaya girebiliyor musunuz? Önemli olan bu. Yeri geliyor, kitap yazarken kısa süreliğine de olsa bulunduğunuz dünyadan bile kopacak bir noktaya gelebiliyorsunuz"
- " Sizce kitap yazmanın bir zamanı ya da yaşı var mıdır? "
Halil UZUNTAŞ : " Kitap yazmanın bir yaşı olduğunu düşünmesemde, yazılan kitapların belli ahlak kuralları çercevesinde yazılması gerektiğini düşünüyorum. Yaştan ziyade insanlara "ne kattığı..." Benim ilgilendiğim nokta tam burası. Günümüzde "ahlak" değerlerini hiçe sayan bir çok yazar olsa da, bunun tam aksine insanların hayatlarını degiştiren, onları sıkıştıkları yerden çekip alan yazarlar da var. Herkes bir şeyler yazabilir. Mesele iz bırakmak."
- " Sizce tesadüf nedir? Bu hayatta tesadüf diye bir şey var mıdır? "
Halil UZUNTAŞ : "Tam da kitabımda olan bir kısma değindiniz diyebilirim. Tesadüf diye bir şey yoktur. Her şeyi kontrolünde tutan ve yöneten bir yaratıcı var. İnsanlar bazen ne kadar çırpınırsa çırpınsın bazı şeyleri degiştiremezler. Bunu söylerken, insanların elinde olan bir şey yoktur anlamında söylemiyorum ama insanın gücü her şeye yetmez. Bir şey olur ve eninde sonunda "Allah'ın dediği olur." Biz ne kadar çırpınsak da bazen sonuç degişmez. Biz çırpınacağız ama çıkan sonuçlarla yilmayacağız ki, yolumuz aydınlık olsun."
- "Kitabınızda iç ses konuşmaların yoğunlukta olmasının nedeni nedir?"
Halil UZUNTAŞ: "Çünkü bir çoğumuzun en çok duyduğu ses, kendi iç sesidir. Hatta o sesle aramızda öyle güçlü bir bağ vardır ki, hayatımızın her yerinde bizi kontrol eden, en güçlü uyarıcımız odur. İçimizde dolup taşarak büyüyen öfkelerle baş eden, onlarla savaşan çoğu zaman içimiz ve dolaylı olarak iç sesimizdir. Onun fısıldayışlarına her zaman ihtiyacımız var. Okuyucunun kitapta kendisini bulması adına iç seslerin üzerine çok düştüğümü söyleyebilirim."
- "Sizce kitap eskir mi?"
Halil UZUNTAŞ : "Kitap eskimez! Hatta zaman geçtikçe daha çok anlam bulur. İnsanlar mazinin verdiği hazzı bugünden alamıyorlar. Herkes bir şeylere hasret... Kitapların ruhunda gezinen eski zamanlar, bugün yaşayanların, yüzüne yüzüne çarpıyor. O yüzden kitap eskimez. Hiç duygular eskir mi? Eskimemesi lazım. Kitapların eskidiği bir ortamda, kitaplardan ziyade insanlar eskiyordur. İnsan eskir..."
- " Size göre aşk nedir? Kısaca anlatabilir misiniz? "
Halil UZUNTAŞ : " Bu sorunuza kitabın içinde bulunan bir bölümden cevap vereyim. "Sana aşkın ne olduğunu anlatamam ama ne olmadığını anlatırım. Aşka hesap sığdıramazsınız. Ne mantık vardır, ne de aklın bir hükmü. Sadece kendini o duygunun içine bırak. Zamanla ne olduğunu anlayacaksın, fakat sende anlatamayacaksın."
- " iyi bir yazar yazar Ünvanı nasıl alınabilir? İyi bir yazar nasıl olunur sizce? "
Halil UZUNTAŞ: " İyi bir yazar olabilmek için özgün fikirler üretmek gerekir. Herkesin söylediğini onaylamak yerine, "bu da benim doğrum" diyebilmekten geçiyor. Bu her şeye muhalefet etme anlamı taşımıyor. Her şeye farklı bir açıdan bakılması gerektiğine vurgu yapıyorum. Olağan şeylerin dışında bir şeyler sunmanız gerekiyor. Eğer bunu okuyucuya hissettirebilirseniz iyi bir yazar olma yolunda en büyük adımı atmışsınız demektir."
- "İleriki zamanlar için farklı bir hedefiniz var mı? "
Halil UZUNTAŞ : " Her zaman ileriye yönelik hedeflerim var ve hep olacak. Bu noktada kendime bir sınır koymak istemiyorum. Öncelikle inanması güç olsa da, güzel bir dünya hayal ediyorum. Masum çocukların ve kadınların ölmediği, savaşların son bulduğu bir dünya... "Dünya çok kötü bir yer" diyen insanların bu kötülükte pay sahibi olduklarını kabul ettikleri ve bunu düzeltmeye kendilerinden başladıkları zamana kavuşmayı ümit ediyorum. Bu benim derdim ve herkesin derdi olmasını istiyorum."
- "Günümüz insanlarına özellikle de gençlere hem kitap yazmak ve okumak için hem de hayat şartları için anlatmak istediğiniz bir şeyler var mı? "
Halil UZUNTAŞ : " Ülkemizde okuma oranları çok düşük bir seviyede. Lanse edilen rakamların üzerinde olduğunu düşünsemde bu sayının yeterli olduğunu düşünmüyorum. Kendilerini kitaplarla daha sıkı bir ilişki içerisine sokarsalar. Hissedemedikleri ve tahmin edemedikleri bir şekilde geliştiklerini zamanla göreceklerdir. İyi bir yazar iyi bir okur olmalı. Bunu bir çok yerde duyuyoruz zaten. İyi bir yazar aynı zamanda yaşantısı ve duruşuyla da etrafına örnek olmalı. En önemlisi ise şu; "Bir davası olmalı insanın" hayatı boyunca tutunabileceği ve peşinden gidebileceği... Basit, geçici heveslerle geçirdiğimiz zaman geriye gelmeyecek ve ilerde bundan büyük pişmanlık duyacağız. O yüzden zamanı iyi değerlendirmeli ve her anı dolu dolu yaşamalı.
- "Teşekkür ederim bize bu değerli zamanınızdan ayırdığınız için"
Halil UZUNTAŞ : "Ben teşekkür ederim. Sizinle sohbet etmek çok güzeldi."