Hasan Kalyoncu, İzmir’deki çevre yıkımının önemli bir sebebi olarak gördüğü foseptik sorununu TBMM gündemine getirdi. Sorunun boyutlarını ve yapılan çalışmaları tespit etmek amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı aracılığıyla İzmir Büyükşehir Belediyesine verdiği yazılı soru önergesine verilen cevapları değerlendirdi.
Kalyoncu yaptığı açıklamada şunları söyledi:
“İzmir ilinde çevre kirliliği ve halk sağlığı açısından önemli bir sorun, kanalizasyon sistemi ile toplanmadığı için fosseptikte biriktirilen atık sulardır. Bu gerçeği, İzmir’in eski köyleri şimdi kırsal alandaki mahallerinde yaptığımız temaslarda sıklıkla görmekteyiz. Bu soruna dikkat çekmek ve alınan önlemler hakkında bilgi edinebilmek için ilgili Bakan üzerinden Büyükşehir Belediyesine sorular sorduk.”
İzmir’de Foseptiklerin Envanteri Var mı?
İşte Kalyoncu’nun il genelinde yaklaşık 87 bin foseptik olduğunu iddia ettiği ve İzmir Büyükşehir Belediyesine yönelttiği sorular:
1. Bu foseptikler ile ilgili bir envanter mevcut mudur?
2. Bu foseptiklerin kaçı sızdırmasızdır?
3. İçme suyu havzalarında kanalizasyona bağlı olmayan kaç foseptik mevcuttur?
4. Bu foseptiklerin kaç tanesi sızdırmasızdır?
5. Eğer tamamı sızdırmasız ise hangi zaman aralıklarında boşaltım yapılmaktadır? Bu konuda bir envanter mevcut mudur?
6. Sızdırmasız değilse tarım alanlarına nasıl etki etmektedir?
7. Sızdırmasız değilse yer altı ve yer üstü su kaynaklarını nasıl etkilemektedir?
8. İnsan sağlığına etkileri nelerdir?
9. Bu konularda yapılan bir araştırma ya da çalışma mevcut mudur?
Kalyoncu, 9 Ağustos 2020 tarihinde TBMM Başkanlığınca kayda alınan bu sorulara dört aya yakın zaman geçtikten sonra ancak Aralık ayı başında cevap verildiğini de hatırlatarak gelen cevapları yorumladı.
Kalyoncu: “Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Kurum tarafından, İzmir Büyükşehir Belediyesinden verilen cevaplar tarafımıza gönderilmiştir. Bunlara bakılacak olursa, İzmir Büyükşehir Belediyesinin kayıtlarında 87 bin civarında foseptiğin sadece 8895’i sızdırmasız nitelikteymiş ve diğerleri hakkında bilgileri yokmuş.
Belediyenin cevabındaki bir ifade var ki; evlere şenlik. Bakın sizlere okuyorum: “Ancak İzmir Büyükşehir Belediyesine devredilmeden önce yapılan foseptik adet ve cinsi konusunda bilgi bulunmadığı …” demişler.
“Bilmiyorlarmış, fakat sızdırmasız olduğu tahmin ediliyormuş.”
Kalyoncu, Büyükşehirlerin il mülki sınırı ile Büyükşehir Belediyesinin sorumluluğuna bırakıldığı kanunun 2012 yılında çıkartıldığını hatırlatarak Belediyenin 8 yıldan beri şehrin durum analizini bile yapamadığına dikkat çekti.
Kalyoncu şöyle konuştu: “Bilmiyorlarmış, fakat sızdırmasız olduğu tahmin ediliyormuş. İlginç ki bu konuda çalışma yapma gereği bile duyulmamış. İçme suyu olan Tahtalı Barajı Havzasında foseptik olmayan ve direk akarsulara akıtılan kanalizasyon olduğundan da haberleri yok mu? Baraj yapıldığından beri bu kanalizasyon akmakta fakat Büyükşehir Belediyesinin bundan haberi yok!”
Kalyoncu, sözlerine şöyle devam etti:
“İzmir Büyükşehir Belediyesi, il sınırlarıyla yetkili olmasına rağmen, hala köylerimize el atmış değildir. Kendisine devredilen kayıtların dışında kalan sorunları yok saymayı seçmiştir. Anlaşılan flamingoların başkanı, kendisi de devekuşu taklidi yapmakta da pek becerikliymiş. Buradan kendisine çağrımdır. Kaçak yapıların da kanalizasyonlarının ne olduğuna bir baksın ve buna Tahtalı Baraj Havzasından başlasın. Ayrıca İzmir il sınırları içerisinde ne kadar foseptik var ise hepsini kayda alsın ne zaman boşaltıldıklarına dair envanteri de tutsun. İzmir’in sularının, çevresinin, tarım alanlarının kirlenmesine göz yummasın.”
''Lafa Gelince Çevreci''
Kalyoncu, Soyer’in yönetim anlayışını eleştirerek konuşmasını sürdürdü: “Lafa gelince çevreci ve şovmen Soyer’in kafasını kuma gömmesi, gerçekleri değiştirmiyor. İzmir’deki, kırsal mahallelerde, kaç foseptik bulunduğu, bunların niteliği ve yeraltı sularına, sağlığa, çevreye, tarım alanları ile içme suyu havzalarına etkisi konusunda İzmir Büyükşehir Belediye tümüyle bilgisizdir. Sonra avenesiyle yola çıkıp Gediz Nehri boyunca kır gezisi yapar. Ayrıca 5216 sayılı Büyükşehir Belediyeleri kanunu ve 2560 sayılı Kanuna göre Belediyelerin ve Büyükşehir Belediyelerinin alıcı ortamda izleme, denetleme ve yatırım yetkisi bulunmamaktadır. Bunun yanında bir belediye başkanı kendi yetki alanından çıkıp bu işlemlerin hiçbirini yapamaz. Tunç Soyer meslek olarak hukukçu fakat kanun dışı işler yapmakla meşgul. Ancak kendi işini yapmaz. Sorulduğunda siz deyin devekuşu rolü yapıyor, ben diyeyim üç maymunu oynuyor. Soyer’in yapmadığı tek şey şehre hizmettir. Bu cevaplar da bunun alenen ifadesidir.”