Her yıl milyonlarca insanın hayatını kaybetmesine neden olan kanser hastalığında uygulanan yeni nesil tedavi yöntemi olan ‘girişimsel onkoloji’ kanser hastalarına umut aşıladı. Uzmanlar tarafından kanser tedavilerinde üçüncü bir yol olarak uygulanan bu yöntem yeni bir disiplin olarak Türkiye’de de uygulanmaya başlandı. Ameliyatsız tedavi sağlayan girişimsel onkoloji ile tümörlere ultronografi MR ya da bilgisayarlı tomografi eşliğinde özel iğnelerle girilip, yakma ve dondurma işlemi yapılıyor. Aynı zamanda tümörü doğrudan besleyen atar damara girilerek damar tıkanıyor veya tümörün öldürülmesi sağlanabiliyor.
Damara girdikten sonra kemoterapi ilacının doğrudan tümörün içine yollama şansının da olduğunu belirten Uzm. Dr. Ömer Naci Tabakçı, böylece klasik tedavide tüm vücuda yayılan kemoterapi ilacını doğrudan sadece tümörün içerisine yollayabildiklerini kaydetti.
YENİ NESİL TEDAVİ YÖNTEMİ
Girişimsel onkoloji hakkında bilgi veren Tabakçı, “Onkoloji dediğimizde akla tıbbi onkoloji geliyor. Yani ilaçla tedaviler ya da cerrahi onkoloji. Ama artık üçüncü bir yol daha var; girişimsel onkoloji. Bu yöntem, ameliyatsız, tümörü küçültmeye ya da tamamen yok etmeye yönelik yeni tarz tedaviler ya da tümörden çok daha mantıklı lokalizasyonlar ile çok daha başarılı bir şekilde biyopsi alınmasını kapsayan yeni bir disiplin aslında” dedi.
BİR GÜNDE TABURCU OLUNABİLİYOR
Kullanılan bu yöntemle ağır geçirilen kemoterapi tedavilerinin aksine hastaların daha konforlu bir tedavi süreci geçirdiğini ifade eden Tabakçı, “Hem kemoterapi ilaçları olsun hem de bu ağır cerrahiler olsun hastalarımızı çok yormakta. Bir kemoterapi fazına girildiğinde hasta 1 hafta 10 gün kendine gelemiyor ya da ağır cerrahiler sonrası bir sürü komplikasyon gelişebiliyor. Ancak daha erken evrede tanısı konulan kanserlerde kullanılan girişimsel onkoloji tedavisi hasta konforunu oldukça arttırıyor. Hatta öyle tedaviler uyguluyoruz ki hastamız bir gün sonrasında taburcu olabiliyor” dedi.
KANSERDE AMELİYATSIZ TEDAVİ DÖNEMİ
Kanserden değil geç kalmaktan korkulması gerektiği uyarısında bulunan Tabakçı, radyolojinin ve girişimsel radyolojinin erken tanıda hastalara büyük faydası olduğunu kaydetti. Radyolojik tanı yöntemleri ile kanseri çok erken yakalayabildiklerini söyleyen Tabakçı, ”Kanseri yakaladığımız erken evrede ameliyatsız, girişimsel yöntemlerle tedavi etme şansına sahibiz. Girişimsel yöntemler ve erken tanı ile kanserin ameliyatsız tedavi edilmesi mümkün” diye konuştu.
Girişimsel radyologların kanser tedavileri de uygulayabildiklerini aktaran Tabakçı, “Bizler radyoloji kökenli hekimleriz. Radyoloji daha çok tanıda bulunan bir branş. Ancak biz minimal invaziv dediğimiz çok az kesiklerle ameliyatsız şekilde bu tümörlerin tedavisini de yapma şansına artık erişmiş durumdayız” dedi.
“TÜMÖR YAKILIP, DONDURULUP YOK EDİLİYOR”
Girişimsel onkolojinin ile kanser tedavisinde nasıl uygulandığını anlatan Tabakçı, “Anjiyo cihazı ile embolizasyon dediğimiz tedaviyi uygulayabiliyoruz. Ya da tomografi ya da ultrasonografi cihazlarını kullanarak tümörden çok yüksek doğruluklarla biyopsi alıp tanısını koyup, daha sonra o tümörlere ultronografi MR ya da bilgisayarlı tomografi eşliğinde özel iğnelerle girerek onları yakma, dondurma yöntemi ile yok edebiliyoruz” ifadelerinde bulundu.
Girişimsel onkoloji tedavisinin her evrede mümkün olmadığını da hatırlatan Tabakçı, “Bu yöntemde multidispliner yaklaşım dediğimiz tüm branşların bir arada çalıştığı merkezler ön plana çıkıyor. Çünkü girişimsel onkoloji tıbbi onkolojiye veya cerrahi onkolojiye bir alternatif değil bir tamamlayıcı unsurdur. Seçilmiş, genelde erken evre hastalarda cerrahiye alternatif olabilir, kesip çıkarmak yerine yakarak, dondurarak ya da embolizasyonla tümörü tamamen tedavi edebiliriz” diyerek sözlerini sonlandırdı.