Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Barış Buğan, bunun sonucu olarak global iklim değişiklikleri ile birlikte ani ve yoğun etkiler bırakan ısı değişimleri yaşanmakta olduğunu söyledi. Doç. Dr. Barış Buğan, küresel ısınma ile oluşan bu ısı ve iklim değişiklikleri ile hissedilen ısı ve sıcak havanın olumsuz etkilerinin ortaya çıkmakta olduğunu belirtti.
Çevre sıcaklığı değişikliklerinin kalp damar sağlığı üzerine direk olumsuz etkileri bulunduğunu söyleyen Doç. Dr. Buğan, birçok bilimsel çalışmanın yüksek hava sıcaklığının ölüm riskini arttırması yanında kalp damar hastalıklarının görülme sıklığında artış ve aynı zamanda kalp damar hastalıklarına bağlı hastaneye yatışlarda artış ile doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti.
Bol sıvı alın, güneşin zararlı etkilerinden korunun
“Sıcak havaya maruz kalındığında olumsuz etkiler çok kısa sürede kendini gösterebilmektedir. Özellikle kalp krizleri mevsimsel olarak yazın artış gösteriyor. Öncelikle aşırı sıcak havaya maruziyet, vücudun genel işlevlerini kontrol eden sempatik sinir sistemi ve renin-anjiyotensin sistemi gibi sistemlerin uygunsuz aktivasyonuna yol açar. Daha sonra ise dehidratasyon denilen vücudun aşırı su kaybı ve elektrolit kaybı ile vücutta uygunsuz sistemik cevaplar gelişmesine yol açarak olumsuz etkiler oluşturur. Ayrıca bu etkiler ile kanın pıhtılaşma oranının artması kalp krizi başta olmak üzere kalp damar hastalıklarının oluşumunu kolaylaştırır.” şeklinde konuşan Doç Dr. Buğan, olası bir kalp krizini önlemek için özellikle kalp hastası olan kişilerin bol sıvı alarak güneşin zararlı etkilerinden korunmalarının çok önemli olduğunu vurguladı.
Buğan, sıcak havanın kalp-damar hastalıkları üzerine etkileri konusunda yaptığı bilgilendirme açıklamasının devamında şunları kaydetti:
“Sıcak hava nedenli ölümler yaş, cinsiyet, bulunulan coğrafi yer, sosyoekonomik durum ve kalp hastalıklarının dahil olduğu diğer birçok kronik nitelikli hastalıkların varlığını da içeren bireysel özelliklerin oluşturduğu hassasiyetlerle yakından ilişkilidir. Bu nedenle alınacak önlemlerde bireysel tedbirler almak daha faydalı olacaktır.
Vücudun sıcağa cevabı ve oluşan reaksiyonlara bir göz attığımızda, sıcağa karşı vücudun ısı dengesi sağlamak için kullandığı en etkili yöntem terlemedir. Nemli deriden su buharlaşırken cilt de soğumaya başlar. Bu durumda tuz ve mineraller kaybedilir. Doğal olarak damarlarda dolaşan sıvı azalarak kanın akışkanlığının ve böbreklerden geçen kan miktarının azalmasına neden olur.
Bu durum böyle devam edip kaybedilen sıvı yerine konulmaz ise böbrek fonksiyonlarında bozulmaya ve kan akışkanlığında azalma ile pıhtılaşmaya neden olabilir. Bunu dengelemek üzere sempatik ve renin-anjiyotensin sistemlerinin aktiflenmesi, böbrek ve böbreküstü bezlerinden salgılanan maddeler ile damarların büzüşmesine ve ani tansiyon yükselmelerine ve kalp krizine meylin artmasına neden olabilir.
Sıcak hava, ani tansiyon yükselmelerine neden olabileceği gibi hipertansiyonu bulunan ve idrar söktürücü ilaçlar kullanan hastaların kaybettikleri sıvıyı yeterli miktarda geri almamaları, ani tansiyon düşmelerine de neden olabilir. Buna bağlı böbrek fonksiyonlarında bozulmalar ortaya çıkarabilir.
Ayrıca kalsiyum kanal blokerleri gibi tansiyon düşürücü ilaç kullanan hastaların sıcak etkisiyle birlikte bacaklarında ve ayak bileklerinde gözlenebilen şişliklerde artış olabilir. Sıcak hava etkisine bağlı hem ani tansiyon yükselmesi hem ani tansiyon düşmesi olabileceği ve ayrıca ilaç yan etkilerinin belirginleşebileceği düşünüldüğünde mevsim değişikliği dönemlerinde kan basıncındaki değişiklikler daha yakından izlenmelidir. Bu izlemler ile hastaların tuz diyeti ve ilaç dozları ayarlanmalıdır. Bu nedenle, yüksek tansiyonu bulunan hastalar yaz aylarında herhangi bir sorun yaşamamak için takipleri ile doktorlarına danışmalıdır.
Sıcak havalarda kalp sağlığını nasıl koruyalım?
Sıcak havanın olumsuz etkilerini engellemek ve yaz aylarını sağlıklı geçirmek için temel tedbirleri şöyle özetleyebiliriz.
1. Ağır, yağlı ve kızartma yemeklerden kaçınılmalı, sebze ve meyveden zengin bir tarzda klasik Ege-Akdeniz mutfağı beslenmeye özen gösterilmeli, yandaş hastalıkların varlığına göre öğünlerin tuz ve şeker oranlarına dikkat edilmelidir.
2. Terle birlikte sıvı ve elektrolit, özellikle de sodyum kaybı fazla olacağından, doktorunuza danışarak tuz kullanım durumunuzu belirleyin.
3. Günlük sıvı ihtiyacı artmaktadır. Bu nedenle yazın günde 2-2.5 litre su tüketilmelidir.
4. Sıvı tüketimini artırmak maksadıyla alınan soda ve maden suyu tüketiminde dikkatli olunmalıdır. Aşırı maden suyu ve soda tüketimi tansiyonu yükseltebilir. Ayrıca hipertansiyon yanı sıra böbrek yetmezliği gibi yandaş hastalıkları olan yaşlı kişilerde, kalp yetmezliği bulgularının ortaya çıkmasına neden olabilir.
5. Alkol tüketiminde dikkatli olunmalı. Özellikle açık havada güneş altında tüketilmemelidir.
6. Açık renklerde, rahat ve bol giysiler tercih edilmeli. Özellikle güneşin dik olduğu saatlerde açık alanlarda bulunulmamalıdır.
7. Spor, yürüyüş ve yüzme gibi aktiviteler sabah ve akşam günün serin saatlerinde yemek öncesi yapılmalı. Bu esnada sıvı tüketimine dikkat edilmelidir.
8. Doktorunuza danışarak hipertansiyon ilaçlarınız başta olmak üzere sürekli kullanımınızı gerektiren tüm tedavinizin mevsime göre düzenlenmesini sağlayınız.”