Değerli Okurlar;
Târihin seyri esnâsında, son derece ilginç gelişmelere bağlı olarak ortaya çıkan maksatlı birçok bilgi kırıntısı, hâlen geçerliliğini(!) korurken; doğuş öykülerinin ise unutulmuş olması, gerçekten de hayrete şâyândır…
Büyük çoğunluğu oldukça sıra dışı bu başlıklardan, gözlere ve kusursuz görüşe şifâ olarak bilinen havucun, söz konusu unvânı kazanma hikâyesi de bu ilginç olaylardan birini teşkîl etmektedir…
İngiliz Pilotların Teknolojik Başarısını Gizlemek Adına Uydurulan Havuç Düşkünlüğü
‘Havuç yerseniz, gözleriniz iyi görür’ bilgisinin temeli; II. Dünya Savaşı’na dayanıyor. İngiltere’deki ‘Dünya Havuç Müzesi’nin küratörü ‘John Stolarczyk’e göre; havucun bir ‘süper sebze’ olarak tanıtılmasının asıl nedeni, İngilizlerin, gece görüş teknolojilerini gizlemek istemeleriydi... Dünya Havuç Müzesi’nde, havuç propagandasına âit 125 sayfalık şaşırtıcı ve gizli kalmış gerçeklerin kanıtlarını sunan belgeler de bulunuyor.
Stolarczyk, havuçla ilgili bu yanlış inancın, II. Dünya savaşı sırasında ‘İstihbârat Teşkilâtı’ tarafından popüler hâle getirildiği yönünde, güçlü kanıtlara ulaşmış... Araştırmalara göre; ‘İngiliz Hava Kuvvetleri’, geliştirdikleri gizli radar teknolojisini, ilk kez 1939’da kullanarak, düşman kuvvetleri henüz İngiliz Kanalı’na ulaşmadan vurmayı başarmışlardı. Gece görüş radarının başarısını gizlemenin en iyi yolunun; teknolojiyi kullanarak, düşmanı vuran ilk pilotun, savaş kahramanı ilân edilerek, keskin gözlerinin övülmesi olduğunu düşünmüşler. Bu yüzden, gece pilotu ‘John Cunningham’a; ‘Kedinin Gözü’ lâkâbı takılmıştı.
Savaşta, 20 düşman uçağından 19’unu düşüren Cunningham, kampanyanın ana karakteri olmuştu. İngilizler, John Cunningham’ın havuç yemesi sâyesinde başarılı olduğunu ve tüm pilotların beslenme programına havucun dâhil edildiğini duyurdular. Alman savaş stratejistlerini oyalamayı hedefleyen bu hîleli planın, ne kadar işe yaradığına dâir kesin bir bilgi olmamakla birlikte; İngiliz basınında bolca yer bulan, ‘karartma gecelerinde, daha iyi görmek için havuç yemeli’ temalı afişler, tüm medya organlarında yer bulunca, havuç efsânesi de alıp başını gitmişti.
Bu etki, halkta o kadar işe yaramıştı ki; II. Dünya Savaşı’nın kıtlık günleri başladığında, şeker, karne olarak veriliyordu ve kişi başına düşen şeker hakkı, 225 grama kadar düşmüştü. Bu dönemde havuç, şeker yerine geçen bir sebze olarak da tüketilmeye başlamış ve büyük değer gören bir yiyecek olmayı başarmıştı.
Esen kalın…