HAYAL KURMAYI İHMAL ETMEYİN!

Ali Eyce yazdı

Sabah haberlerini sırayla okurken, en çok okuduğum, okudukça içinde bir şeyler bulup, bir daha okuduğum bir haberin yazısını yazmak istedim.

Haberin konusu gençlerle söyleşi.

Konuğu ise Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) İzmir Başkanı Bilal Saygılı.

Saygılı, Türkiye Gençlik Vakfı’nın (TÜGVA) Kuzey Makedonya’da gençlere yönelik yapılan programda bir sözü çok hoşuma gitti : “Hayal kurmayı ihmal etmeyin”

Çok doğru, çok derin ve çok gerçekçi bir söz.

Hayalin olmadığı yerde bırakın işi, hayatın kendisi daha olmaz.

Düşünsenize, akşam yastığa kafanızı koymuşsunuz ve düşünecek hiçbir şeyiniz yok. Şöyle deniz kıyısında oturmuşsunuz, derin maviliklere bakıyorsunuz ve bakışınız boş. Sabah kalkmış, elinizi yüzünüzü yıkamışsınız ve pencereden dışarı bakıyorsunuz yapacak bir işiniz yok.

Hayaliniz bile yok!

Hayal etmek, düşünmenin de ötesinde bir şeydir. Düşünmenin ilk tohumudur.

Hatırlayanlar bilir, yıllar yıllar önce siyah beyaz tek televizyonun olduğu dönemlerde, açık hava sinemalarında arada renkli filmlerin oynatabildiği zamanlarda dünyaca ünlü bir dizi vardı: Uzay Yolu

Birçoğumuzun aklında da ilginç kulaklarıyla uzaylıya çevrilmiş dizi aktörü kalmıştır.

Neyse, o dönemlerde evlerin bırakın kapılarının tokmaklarını, apartmanların kapılarında standart ziller bile büyük bir teknolojiydi.

İşte Uzay Yolu dizisinde bir sahne vardı ki, dizinin en can alıcı sahnesi ve dizinin adının Uzay Yolu olmasının tek kaynağı.

Oyuncular kapı önlerine geldiğinde kapılar kendi kendine açılırdı.

O dönemde seyredenler, ‘Vay anasını’, ‘Uzay böyle bir şey’, ‘Kapı kendi kendine açılıyor’ diyerek şaşkınlık ve hayranlık duygularını seslendirirlerdi.

Hatta eminim birçoğu da evindeki kapıların böyle kendi kendine açılacağını düşünerek, kapıların önünde bekleyip durmuşlardır.

O dizinin senaryosunu yazanın bir dizi yazmaktan öte, bir hayali vardı, ‘Kendi kendine açılan kapılar olsa, kapıya insan geldiğinde kapı kendiliğinden açılsa.’

O hayali beyaz perdeye yansıtabilenin hayali, birileri tarafından düşünüldü, geliştirildi ve bugün kendi kendine açılmayan kapılar şaşkınlık verir hale geldi.

Hatta kapılar kendi kendine açılmakla kalmayıp, bir tık daha ileri gidip, kodu girilmeden, şifresi bilinmeden açılmayan kapılara bile geçildi.

Önümüz de yıllarda kapıların artık hiç olmayacağını şimdiden hayal edebilirsiniz.

Bu hayalin sonunu getirip, ne olması gerektiğini düşünerek bulan çıkacaktır elbet!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri