Hayat kısa,hayat uzun,hayat boş,hayat yalan,hayat hayat ve hayat....
Hayat içinde yaşadıgımiz ve koca bilinmezliklerle amacina ulaştırmak icin verdigimiz garip bir mucadele.Zaman zaman yaralar aldığımiz,en dibe vurduğumuz, 'iste, bu sefer öldüm" dedigimiz an yeniden nefes aldığımıza inandıgımiz bir dunya!
Oyle bir serüvenin icinde yer alıyoruz ki bunu anlamlandirmak cok zor.Korumak istedigimiz,saklayip sarmaladıgımiz ve bilinmeyenin ardında gizledigimiz güzel yada çirkin maskelerimiz var hepimizin hayatında.Kimse bilmez niye agladıgımızı,kimse anlamaz neye gülumsedigimii.Ama herkese ragmen,herseye ragmen umursamadan aglar,aldırmadan gülümseriz.Hayatta yerini dolduramayacak olan kayiplar yaşariz.Ölmeyecekmis gibi yaşadıgımiz gercegiyle bir kez daha yüzlesirken o an tövbeler eder ve bir daha asla bunu yapmayacagim diye sozler veririz kendimize.Kimi sözünü tuta,kimi ise sözüne ihanet eder.
Hayatı yaşamak icin lutfen once kendinizi sevin ve sonra vicdaniniza dokunun.İnanın bana nedenlerimiz yüzümüze gülumseme ve yüregimize heyecan olacak kadar daha fazla.
Engelli zihinlerin arasında sıkışip kalan bir toplumdan başarı ve huzur beklemek imkansızdır.Engellerinizi kırıp,mutluluğunuza bir adım atmak için yeter ki biraz kendinizin farkina varın ve bende bu hayatın icindeyim diye düşunerek ruhunuzu arındırın.Iste o zaman varlığınıza en büyuk armaganı vermis olacaksınız.En büyuk adaleti kendinize yasatacak olan sizlersiniz unutmayın.
Halil Cibran'in bir sözu vardır...
'"Baskiya baş kaldırmayan kişı kendine karşı adeletsızdir."
Size yapılan rn büyuk baskı ise içinizde yaşattıgınız ruhtur!
Ne kadar yaşarsak yaşayalım,şartlarimiz ne olursa olsun hepimizin gidecegi sonsuz mahşer yeri belli olduguna gore hayata gereginden fazla anlamlar yuklemenin anlamsiz olduguna inanıyorum.
Hayat bu!Neresinden bakarsanız bakın kısa ve öz hayat işte....