HAYAT KALIPLARIMIZ

Nilgün Akyüz

Sabahleyin kahvaltı ederken birden hayatın ne kadar çok kalıbı olduğunu fark ettim. Düşünsenize her sabah aynı tabaklarımızda kahvaltı ediyor, aynı işleri yapıp aynı şekilde işe gideriz. Yöntemlerimiz hep aynıdır. Biz farkına varana kadar aynı şekilde yuvarlanıp dururuz. Ama işin ilginç yanı bazılarımız bunu hiç fark edemezken bazılarımız bundan kurtulabilmek için ne yapacağını düşünürken bulur kendini.

Bazı insanlar aynı işte yıllarca çalışırken bazıları da sürekli iş peşinde koşar. Öğrencilerimle sohbetler sırasında da buna çok rastlıyorum. İleride ne yapacaklarını sorduğumda ‘’Aman hocam ben bir memur olayım başka bir şey istemiyorum. ‘’ ya da ‘’Hocam ben bir masa başında sabit duramam hep farklı şeyler yapmalıyım. ‘’ cevaplarını alırım.

Hayatla ilgili düşüncelerinin bu kadar farklılık göstermesi aslında bizim davranış kalıplarımızda yatar. Çeşitlilik bizi belirler. Bir insanı tanımak için değişiklik kalıbının ne olduğuna bakmamız bize ciddi bir fikir verir. Bunu anlamak için kendinize şu soruyu sorun: Dünyayı algılama filtreniz ne, hayatı algılarken hangi filtreleri kullanıyorsunuz?

Hepimizin bu sorulara cevapları farklı olacaktır. Kimileri hayatında benzerliklere odaklanırken kimileri sadece farklılıkları görür. Bu ikisi keskin bir algı filtresidir. Bunun devamında da bazıları, önce benzerlikleri sonra farklılıkları fark eder. Bunun tersi de geçerlidir. Bazıları da önce farklılıkları sonra benzerlikleri fark eder. Bütün bunları bir araya getirdiğimizde karşımıza dört ayrı filtre çıkar
Aynılık kalıbı
Nitelikli Aynılık kalıbı
Farklılık kalıbı
Nitelikli Farklılık kalıbı

Değişikliği hoş karşılamayanlar aynılık kalıbındadır. Yaşam stillerinde devamlılığı korumak isterler. O yüzden yıllarca aynı eşyalarda kahvaltı edip aynı işyerlerinde devam edebilirler. Beslendikleri kanal, rutinliktir. Aynılık kalıbına sahip çiftlerde boşanma oranı da düşüktür. Hatta böyle bir durum olduğunda sorunları görmezden gelmeyi bile tercih edebilirler. Temel hareket noktası çoğu zaman benzerlik üzerine olan aynılık insanları, tekrar evlenmek istediğinde muhtemelen ilk eşinin özelliklerini taşıyan birini tercih edecektir.

Bunun tam karşısında farklılık kalıbı yer alır. Onlar da dünyayı çeşitlilik ögesi üzerinden algılarlar. Sürprizler yaşamın tadı tuzudur. Farklılık insanları da aynı olan her şeyi kafalarından silerek gerçekliği kendilerine göre çarpıtırlar, farklı olan her şeyi hemen fark ederler. İşte kalma süreleri uzun değildir. Çabuk sıkılırlar, monotonluk asla onlara göre değildir. Aynılık insanıyla anlaşma olasılıkları düşüktür hele ki evliliklerde. Yanına mutlaka farklılığı seven bir farklılık insanı düşmelidir.

Üçüncü bir grubumuzun nitelikli aynılıkçılar olduğunu söylemiştik. Onlar ise önce benzerlikleri sonra da belirgin farklılıkları görürler. O yüzden toplumun büyük çoğunluğu bu gruptadır ve dengede olduklarını söyleyebiliriz. Değişikliklerle başa çıkmada daha az sorun yaşarlar. Esneme payları daha yüksektir. Daha iyisine ilgi duyma gibi bir özellikleri vardır bu da toplam kalite yönetiminin temelini oluşturan bir unsurdur.

Son grubumuz nitelikli farklılık. Bu insanlar önce farklılıkları sonra belirgin benzerlikleri seçme eğilimi içinde olurlar. Aynılık karşısında toleransları düşüktür ancak çalıştıkları işte bir değişim yaratabiliyorlarsa kalma eğilimi gösterirler. O yüzden de evliliklerinde farklılığa ihtiyaç duyduklarında bunu farklı faaliyetler bularak dengelemek ister. Bir işyerinde on iki ay ile birkaç yıl kalma eğilimleri yüksektir.

Hayatta en güzel şey, bir durumla ilgili farkındalık kazanmaktır sanırım. Düşünsenize hepimiz farklıyız, dünyaya kendi gözlüklerimizle bakıyoruz. Bu gözlüklerde hangi filtreleri kullandığımızı bildiğimizde karşımızdaki kişiyi daha iyi anlama eğilimi içine de gireriz. Çünkü çoğu zaman anlaşmazlıklar, farklı bakma açılarımızdan kaynaklanmakta. Haydi o zaman çevrenizdeki insanları gözlemleyin ve hangi kalıpta yer aldıklarını bulmaya çalışın. Bu bizim karşı tarafı anlamamızla noktalanacaktır. Unutmayın ki hepimizin taktığı gözlükler farklı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.