Bugün size bir sorum var. Öğrencilik yıllarında en çok kullandığımız üç şey neydi?
Evet evet! Defter, kalem ve sık sık kaybolduğundan arkadaşımızdan istediğimiz silgi. Aslında ben hayatta da bir öğrenci olduğumuzu düşünürüm. Çünkü elimize verilen deftere, kaderimizi kendimiz yazdığımıza inananlardanım. Hayat bir defterse ben de bir kalemim. Silgi ise bazen benim elimde bazen ise kayıp…
Mesela çocukken defteri ailen alır. Aile şanstır. Kalem tutmayı öğrendikten sonra önce sana söyleneni yazarsın. Bu büyümektir, bir süreçtir.
Okuyup yazmayı öğrendiğinde ise kendin tercihler yaparsın. Okulun, işin, arkadaşın, zevklerin, eşin…
Biliyorsunuz okul yıllarında hepimiz bolca yazdık ve bolca sildik. Son zamanlarda kağıt kalemden çok bilgisayar kullansam da, ben de yazıyorum. Yazmaya başladığımda planlarıma uygun gidemiyorum bazen. Konu ulaştırmak istediğim yere ulaşmıyor ama geldiğim yerden de memnun değilim. O zaman siliyorum.
Ama bazen öyle çok yol almış oluyorum ki. “Yanlış yoldayım ama buradan da dönemem artık.” Repliği gibi dönemiyorum. Geldiğim yerden yeni bir yol çiziyorum kendime.
Hepimiz hayatta da hatalar yapıyoruz. Bazen okulda yaptığımız gibi yanlış olan kısmı silip düzeltiyoruz ama bazen silgi ya bu KAYIP. Silemiyoruz.
İşte o zaman iki yol çıkıyor önümüze. İlki sayfayı yırtıp atacaksın. Ve en baştan yazacaksın. İkincisi kaldığın yerden devam edeceksin.
Sayfayı yırtarsan doğrularda gidecek içinde. Edindiğin onca deneyim, belki yüzlerce bilgi. Mesela yanlış bir insanı sevdin. Onu hayatından silemiyorsun ve sayfayı yırtmak istiyorsun. Ama onunla birlikte tattığın deneyimler, gördüğün yerler, tanıştığın güzel dostlar da gidecek.
İşte biz bu ayrımda takılıp kalıyoruz. Ne yırtabiliyoruz ne de devam edebiliyoruz kaldığımız yerden.Hatalarımıza, yanlış arkadaşlara, yanlış aşklara, hiç istemediğimiz bir çalışma ortamına takılıp kalıyoruz.
İşte böyle zamanlarda kalemin bizim elimizde olduğunu hatırlamamız gerekiyor. İstediğimizi yazabilecek kadar güçlü olduğumuzu. Sayfayı yırtmadan da bir sonraki sayfaya geçebileceğimizi hatırlamamız gerekiyor.
Mesela Cv’mizdeki onca iş deneyimi, eski birer sayfa hayatımızda. Hepimiz bu deneyimlerle daha iyi işlerde çalışmayı hayal etmiyor muyuz?
Bırakın hayat Cv’nizde de kalsın o deneyimler. Siz “Kalem benim elimde. Ben bundan daha güzelini yazarım.” diyerek devam edebilin hayatınıza.
Olur ya bazen çıkış için tek ihtiyacın olan minik bir dokunuştur. Koca bir sayfayı değil de minik bir yanlışı düzeltirsen düzelecektir hayatın. O zaman “SİLGİSİ OLAN VAR MIIII?” diye bağırdığın gibi seslen yakınlarına. Belki ihtiyacını duyduğun o yardım eli sana çok yakındır. Yalnız hissettiğinde bir dost. Hata yapsan da seni sevdiğini bildiğin ailen. Seninle birlikte yeni bir sayfa açmaya çalışan sevdiğin… Hiç kimsen yoksa hatta depresyondaysan, işte o zaman sana yardım edebilecek olan bir uzman.
Yeter ki sen hayatının senin elinde olduğunu bil!
Sen istediğin her şeyi yapabilirsin demiyorum. Çünkü bazen yapamayabilirsin. Ama yapamasanda devam edecek kadar güçlü olduğuna inan.
Unutma bir sonraki sayfa çok daha keyifli olabilir.