İstanbul’u ve özelliklede İstanbul’u hep kıskanmışımdır.
Büyüklüğünden değil, çokluğundan değil, parasından, pulundan, gezilecek yerlerinden değil, adına yazılan şiirlerden, hikâyelerden, sözlerden, aşklardan.
Benim gözümde İstanbul’u büyüklüğünü büyüklük olarak yapan da bu.
Her düşünmüşümdür İzmir’in büyüklüğü neden bu kadar değil diye.
Çokluksa çokluk, büyüklükse büyüklük, para ise para, pul ise bul, gezilecek yeri de az değil ama İzmir adına yazılan, çizilen sözler o kadar az ki!
Oysa yazılması ve çizilmesi gereken o kadar şey var ki!
Örneğin ben yıllarca gazetecilik yaparken filmlere, hem de uzun metrajlı filmlere konu olacak o kadar aşklar, o kadar olaylar, o kadar hayatlar gördüm ki, bunlardan sadece 4 tanesini romanlarına konu olarak olabildim ve yazdım.
Şiirlerim ise ayrı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Buca Belediyesi, İzmir Sinema Ofisi, İzmir Vakfı ve İZELMAN'ın birlikte 'İzmir'i yazıyorum' projesini başlattı.
Heyecan veren bir proje.
Konu İzmir, yazmak serbest.
İşte İzmir’i, İstanbul kadar olmasa da büyütecek bir proje.
Haydi, İzmirliler, İzmir’e sevenler, İzmir’e gelip gitmekten keyif olanlar, elinize kalemi olan ve İzmir’i yazın.
İzmir ile ilgili ne düşünüyorsanız, ne yaşadıysanız, ne yaşamak istiyorsanız yazın.
Özgürsünüz İzmir gibi olup, yazmakta.
Özgürsünüz İzmir’i güzelleştirmekte.
Özgürsünüz İzmir’i büyütmekte.
Bu projeden İzmir adına çok güzel sözler, kelimeler, cümleler, hikâyeler çıkacağını düşünüyorum.
İzmir yaşayan bir şehirdir.
Bunun için zaman zaman o büyük İstanbul’dan gelenler nefes almak için İzmir’e gelirler.
İstanbul’un o büyüklüğünden kaçıp, İzmir’de rahatlayıp, İzmir’de güzel şeyler yaşamayı tercih ederler.
İzmir’i yazamamak, yazmamak için ya kör olmak lazım, ya sağır, ya da İzmir’de hiç yaşamamış olmak lazım.