HAYVANLARI KİM KORUYOR?

Banu Pirinçcioğlu

Kanun var ama yok. Bu durumdan bıkıp usanan bir ben miyim?

Yıllarca uğraştık, bekledik, bir kanun çıksın istedik. Çıktı. Kanun var artık. Hayvanları korusun kollasın diye bir kanun var. Tam olarak istediğimiz olmadıysa da bir kanun var.

Kravatını takıp mahkemeye gitmezse ve iyi halden paçayı kurtarmazsa, kötülüğü yapan herkes cezasını çekecek.

Bir İsveç değil ama idare eder.

Eğer bir kanun varsa ve kanunda tam olarak şöyle bir madde yazıyorsa;

"Bir ev hayvanına veya evcil hayvana işkence eden veya acımasız ve zalimce muamele eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis cezası alacak. "

Bu uygulanır değil mi? Uygulanması beklenir.

Ve bunu yapan kişinin hayvanına el konulur.

Ben size söyleyeyim, hiç öyle birşey olmuyor. Hayvana da el konulmuyor, ceza da verilmiyor.

Biliyorum çünkü yaşadım. İspat da ettim, belgeledim ama nafile.

Mesela bundan iki sene kadar önce henüz bebek olan bir köpeği sahiplenen ve bahçede aç susuz bırakan bir aile tespit ettim. Yazın ortasında, 40 derece sıcaklıkta susuz bırakılmış bir köpek. Bahçeli bir ev olduğu için hemen gidip su koydum. Zavallı kana kana içti. Ve öğrendim ki aslında hep de böyleymiş. Su yok, yemek yok, gezmek yok. Bir kaç gün takip ettim. Su yok, yemek yok. Gece geçiyorum aynı sabah geçiyorum aynı. Sırf ben değil, bütün hayvanseverler kahroluyor. Denk gelen su koyuyor. Zavallı böyle bir hayat yaşıyor. Dilekçe ile tarım ilçeye şikayette bulundum ve sonucu bekledim.

Size sonucu söyleyeyim. İlgili kişi bu şikayetle tarım ilçeyi neden meşgul ettiğimi sordu. Gitmiş bakmışlar, "çok saygıdeğer kişilermiş (zengin, meslek sahibi) gayet iyiymiş köpeğin durumu, çok daha kötü şartlarda bakılan köpekler varmış. Böyle şeyler için rahatsız etmeyelimmiş.

Dosya kapandı.

Gittikleri anda önünde su varsa demek ki. Benim sunduğum resimler yok sayıldı.

Sonra bir haydi polisi kuruldu. Hah dedik, anında müdahale edilecek.

Bu çocuk hep kuru kuru bahçede. Ama bahçe dediysek öyle lebi derya on dönüm bahçe sanmayın. Küçük bir bahçe, yaklaşık 40 metrekare bir bahçenin yarısının yarısı çitle kapatılmış ve oraya bir minicik kulübe konulmuş. Koşmak istese koşamaz, o değil yürümek istese yürüyemez. Barınaktaki kafesin daha geniş olduğunu belirtmek isterim. Yazın güneşin altında, kışın fırtına yağmurda hep orada. Bu şartların daha kötüsünün olması bir kriter yetkililer için. Daha kötüsü varsa bunu boşverelim.

Neyse,haydi polisini arayan bir başka hayvansever de çözümsüz kalıyor. Gelip bakıyorlar ve uygun buluyorlar.

Nefes alıyorsa uygundur.

Şimdi gelelim yetkililerin beğeneceği başka bir örneğe.

İzlemeye dayanamadığım bir köpek işkence videosu. Adamın teki elinde sopa bir zavallı köpeği dövüyor. Bahçede, açık alanda. Köpek avaz avaz ağlıyor bağırıyor, vurdukça vuruyor. Dahası bunu yıllardır yapıyor. Ben sanıyordum ki yeni bir durum. Oysa bu uzun yıllardır süren bir durummuş. Görenler bezmiş artık.iki senedir şikayet ediliyor, yetkililer gelip bakıp geri dönüyor.

Şimdi bana bunu açıklayın.

Tamam villada susuz kalmış köpeğin yatacak yeri var diye müdahale etmediniz. Peki ya bu?

Videolar var, belgeler var, dünya kadar şahit var.

Neden müdahale yok neden?

Eğer müdahale edilmeyecekse kanun neden var?

Ortalık ayağa kalkmış, ortada açık seçik işkence gören bir hayvan var ve müdahale yok.

Hayvan konfederasyonu müdahale etti ancak prosedür uzun,beklenecek.

Neden?

Ne kadar zor olabilir ki? Dilekçe verilir, ispat gösterilir, ekip anında gider köpeği alır biter. Bir günlük mesele neden seneler sürsün ki?

Hani kanun vardı?

Demek ki yok. Ben burdan bunu anlıyorum.

Hayvanları koruma kanunu geçersiz, işlevsiz.

Senelerce bir köpek işkence görüyorsa ve kurtarılmıyorsa kanun yoktur.

İzleyin videoları lütfen dayanın ve izleyin. Bizim görmeye bile dayanamadığımızı o senelerdir yaşıyor.

Eğer hala yaşıyor olursa belki birgün kurtarılacak. Peki ya psikolojisi? Hayatı boyunca korkudan ödü kopacak. Kimseye güvenmeyecek, kabuslar görecek. Bütün bunlara neden olan şeytan bin lira ödeyip evinin konforunda oturacak. İşte bu kadar.

Kanun bu kadar.

Buna da razı oluruz. Köpek kurtulsun yeter ki.

İki senedir görüp, bilip müdahale etmeyen yetkili olan herkese ömür boyu çekecekleri ruhsal işkenceler diliyorum. Vicdanlarında boğulmaları en büyük temennim.

Lakin dünyadaki hiçbir işkence ruhun çektiği işkenceden ağır değildir.