Atak, Hemoroid hastalığında erken tanının önemli olduğunu ve hastanın ameliyat olmadan kolayca tedavi edilebildiğini belirtti.
Op. Dr. Mustafa Atak, özellikle kabızlık olmak üzere karın içi basıncını arttıran gebelik ve ıkınma gerektiren ağır işler gibi çok sayıda faktörün hemoroid hastalığının gelişmesinde rol oynadığı bilgisini verdi.
Düzenli beslenme ve tuvalet alışkanlığıyla hastalığın etkilerinin azaltılabildiğini ifade eden Dr. Atak, “Düzenli tuvalet alışkanlığı için sebze, meyve gibi bol lifli gıda ve bol su tüketilmelidir. Bunlara rağmen rahat dışkılama yapılamıyorsa mutlaka bir sağlık kuruluşuna müracaat edilmelidir. Dışkılama sırasında ağrı ve kanama olması, kanamanın miktarı, rengi, damlama veya fışkırma gibi tarzı önemlidir. Dışkılama alışkanlıklarının değişmesi de yine önemli ve doktora müracat edilmesi gereken bir durumdur. Diğer anal bölge hastalıklarında olduğu gibi kabızlık ve ishal olmadan düzenli bir tuvalet alışkanlığı ve ıkınmadan, kısa süre tuvalette kalış en önemli korunma yöntemidir” diye konuştu.
HEMOROİD TEDAVİSİ NASIL OLUR?
Egepol Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Mustafa Atak, Hemoroid hastalığının erken evrelerinde ılık suya oturma tedavisi, ilaçlar ve tuvalet alışkanlığının düzeltilmesinin genelde tedavi sağlamada başarılı olduğunu kaydetti.
İleri evrelerde klasik cerrahi yöntemler veya gelişmiş lazer teknolojileri kullanılan yöntemler uygulandığına değinen Dr. Atak, şöyle devam etti: “Günümüzde en çok kullanılan ve hastaların ameliyat sonrasında korkulu rüyaları olan ağrı şikayetinin hemen hemen hiç olmadığı ve günlük yaşamın devam edebildiği yöntemlerden olan Diot lazer ve Longo stapler hemoroidopeksidir. Her iki yöntemin de uygulanışı ve ameliyat sonrası iyileşme dönemi ve komplikasyon oranı olarak klasik cerrahi yöntemlerden daha üstündür. Ameliyathane şartlarında ve lokal anestezi altında uygulanmakta ve hastalar aynı gün taburcu edilmektedir”