Haftaya yeni yıla gireceğiz.
Yeni yeni umutlarla giremeyeceğimiz yeni bir yıl.
Eski yılsonları, yılbaşlarında herkesin yeni yıldan farklı farklı umutları, dilekleri, beklentileri olurdu.
Bu yılın sonunda ve yılın başında eminim bütün insanlık aynı umut, dilek ve beklenti içinde olacak.
Sağlık!
Sadece umut, dilek ve beklenti mi?
Geçtiğimiz yılların yılbaşlarını hatırlayın.
Kimisi yılbaşını nerede, nasıl ve kimle geçireceğinin planını ve hesabını günler, haftalar öncesinden yapardı.
Şehir içinde geçirenden tutun, şehir dışında, yurt dışında geçirenlerin planlarını, organize halde çalışmamalarını düşünün.
İşte o zamanlarda, bırakın yurt dışı, şehir dışına dahi çıkamayanlar olurdu.
Hatırlar mısınız bilmem onlara yılbaşında nerede, ne yapıyorsun sorusu sorulduğunda da klasikleşen ama bir o kadar da kötümser olan bir söz olurdu.
P. T. T.
Pijama, Terlik ve Televizyon!
Sanırım bu yılbaşında, herkes P.T.T. yapacak.
Yapmak zorunda çünkü yasaklar öyle, böyle değil.
Yapmak zorunda çünkü salgın tehlikesi öyle, böyle değil.
Bütün insanlık sağlık sorunuyla mücadele ederken, belki de dünya tarihinde ilk defa, hangi ülke, hani ırk, hangi millet, hangi din, hangi kıta, hangi hava olduğuna bakmadan aynı atmosferi yaşayacağız.
En zenginimiz de P.T.T yapacak
En fakirimiz de.
En eğitimlimiz de P.T.T. yapacak
En cahilimiz de.
En güzelimiz de P.T.T. yapacak
En çirkinimiz de.
Gözle görünmeyen virüsün dünyaya verdiği mesaj da bu olsa gerek!
Adalet ve eşitlik!