Genel olarak okuma güçlüğü olarak kendini gösterse de fark edilmediği takdirde çocukların tüm hayatını etkiliyor, her yıl binlerce gencin eğitimlerini yarıda bırakmalarına neden oluyor. MÜSİAD Antalya Şubesi, özel eğitim ile tedavi edilebilen disleksi konusunda anaokulu ve ilk okul öğretmenlerin eğitilmesi için bir proje hazırladı.
Aile sohbetlerinde sık sık duyarız “Çocuk çok zeki ama” diye başlayan cümleleri. Genellikle çocukların öğrenmek istememesi yada okurken yaptıkları hatalar nedeni ile dikkatsizlik olarak nitelendirilen bu durum, aslında Türkiye’de her yüz çocuktan birinde görülen disleksi hastalığının habercisi olabilir.
Genel olarak okuma güçlüğü olarak açıklanan disleksi, anaokulu ve ilkokul çağlarında tespit edilirse tedavi edilebiliyor ve çocuklar yaşamlarına sorun yaşamadan devam ediyor. Disleksinin tespit edilmesinde ise en önemli görev öğretmenlere ve ailelere düşüyor.
ÖĞRETMENLER EĞİTİLECEK
MÜSİAD Antalya Şubesi, anaokulu ve ilk okul öğretmenlerinin disleksi konusunda eğitilmesi için İl Milli Eğitim Müdürlüğü ile bir proje hazırlayarak Antalya genelinde uygulamaya başladı.
Proje ile ilgili bilgi veren MÜSİAD Antalya Şubesi yöneticilerinden Mustafa Cephanecioğlu “ Herkes gibi biz de disleksiden arkadaş ortamlarında yapılan sohbetlerde haberdar olduk. Biraz araştırınca da aslında hepimizi, geleceğimizi ilgilendiren bir konu olduğunu gördük” dedi.
Disleksinin özel eğitim ile tedavi edilebildiğine vurgu yapan Cephanecioğlu “Türkiye’de her yüz çocuktan beşinde disleksi görülüyor. Bunlar ise teşhisi konulanlar. Fark edilmeyenlerin sayısı ise tam olarak bilinmiyor. Yüz binlerce gencimiz disleksi olduğu fark edilmediği için eğitim hayatlarına devam etmiyor” diye konuştu.
ÇOCUKLARIMIZ İÇİN YOLA ÇIKTIK
“Çocuklarımız için bir şeyler yapmak için yola çıktık” diyen Cephanecioğlu konuyla ilgili yaptıkları araştırmalar ve uzmanlar ile gerçekleştirdikleri görüşmeler sonrasında disleksinin erken teşhis edilmesi durumunda tedavi edilebildiği öğrendiklerini anlattı. Disleksi Vakfı’nı ziyaret ederek disleksi için yapılabilecek çalışmaları görüştüklerini dile getiren Cephanecioğlu “en önemli konunun erken fark edilmesi olduğunu gördük. Disleksi hakkında bilgisi olan bir öğretmen çocuğun rahatsızlığını fark edebiliyor ve verilecek olan özel eğitim ile çocuklar topluma kazandırabiliyor.
Disleksinin teşhisinde öğretmenlerin rolü çok büyük. Biz de öğretmenlerin disleksi konusunda bilinçlendirilmesi için bir proje hazırladık. Hazırladığımız proje kabul gördü. İl Milli Eğitim Müdürlüğümüz ve Disleksi Vakfı ile birlikte Antalya genelinde öğretmenlere eğitim verilmesi için çalışmalara başladık” dedi.
DİSLEKSİNİN BELİRTİLERİ
Dahilerin hastalığı olarak da isimlendirilen disleksinin en önemli belirtilerinin hırçınlık, tersten okumak, içine kapanıklık. Uzmanlar disleksinin belirtilerini şu şekilde sıralıyor; okumayı öğrenme sorunu, okuma hızı, yazım hataları, 3,6,9 gibi rakamları ve b,d,p gibi harfleri birbirine karıştırma, Çarpım tablosunu gibi ezberlemelerde güçlük çekme, yön duygusunda sorun yaşama, motor becerilerinde zorlanma, okula gitmekte isteksizlik.