Aşırı tuz tüketiminin hipertansiyon riski doğurduğunu belirten İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Tahirhan Çelenk, ani tansiyon yükselmelerinin beyin kanaması ve felce neden olabileceğini ifade etti.
Diyarbakır Özel Genesis Hastanesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Tahirhan Çelenk, insan vücudunda yıllarca belirti vermeden böbrek, beyin, kalp gibi organların yanı sıra damar sistemine verdiği hasar nedeniyle “sessiz düşman” olarak da anılan hipertansiyona erken müdahale büyük önem taşıdığına dikkat çekti. Aşırı tuz tüketiminin hipertansiyon riski doğurduğunu belirten Çelenk, ani tansiyon yükselmelerinin mutlaka kontrol altına alınması gerektiğini aksi halde beyin kanaması ve felce yol açabileceğini ifade etti.
Hipertansiyonun birçok nedene bağlı olarak ortaya çıkan kan basıncı yüksekliği olduğunu belirten Çelenk, “Hipertansiyon hastalığı, ülkemizde yaklaşık 15 milyon kişide görülmektedir. Bu hastaların sadece yüzde 5-6’sı etkin bir tedavi ile tedavi edilmekte ve hastalar sağlığına kavuşmaktadır. Hipertansiyonun ortaya çıkış nedenleri arasında genetik yatkınlık ve aşırı tuz tüketimi ilk sıralarda yer alır. Ancak hastaların yüzde 95’inde yüksek tansiyon nedeni belli değildir. Mutlaka kontrol altına alınması gereken hipertansiyon, ani tansiyon yükselmelerinde beyin kanaması ve felce neden olabilmektedir. Damarın içindeki kanın damar duvarına yaptığı yüksek basınca hipertansiyon denir. Uzun dönemde kanın damar duvarlarındaki etkisi damarın iç yüzeyinde hasara yol açar. Yüksek tansiyon nedeniyle organları besleyen damarlarda tıkanma, genişleme veya yırtılma meydana gelebilir. Hipertansiyon organlara giden kan akışını bozarak organ yetmezliklerine neden olabilir” dedi.
“Sessiz düşman” teriminin hipertansiyon için sıklıkla kullanıldığını anlatan Çelenk, “Nedeni ise hipertansiyonun yıllarca hiç belirti vermeden böbrek, beyin, kalp ve damar sistemine hasar verebilme olasılığıdır. Bu nedenle belli aralıklarla kan basıncınızı ölçtürmeniz gerekir. En belirgin hipertansiyon belirtileri arasında aşırı yüksek kan basıncına bağlı olarak baş ağrısı, baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı, göğüs ağrısı, görmede bozukluk oluşabilir. Hipertansiyon nedenleri arasında günlük yüksek tuz alımı, stres, obezite, ailede hipertansiyon öyküsünün bulunması gibi genetik faktörler, şeker hastalığı, hareketsiz yaşam tarzı, kalsiyum, potasyum, magnezyum gibi elementler içeren besinlerin günlük olarak yetersiz tüketilmesini sıralayabiliriz” diye konuştu.
Hipertansiyonun tedavisinde en etkin yöntemin hipertansiyon ilaçları olduğunun altını çizen Çelenk, şunları kaydetti:
“Hipertansiyon ilaçlarının doktor kontrolünde düzenli olarak alınması çok önemlidir. Günümüzde, hasta için en etkili tedaviyi sağlayan ve en az yan etkiye sahip farklı hipertansiyon ilaç seçenekleri bulunmaktadır. Hipertansiyon hastaları kullandıkları ilaçların yan etkileri konusunda doktorunu mutlaka bilgilendirmeli ve mutlaka belirlenen dozlarda devam etmeye özen göstermelidir. Hipertansiyon ilaçları doktorun bilgisi dışında kesilmemeli ve herhangi bir sorun yaşandığında yine doktora danışılmalıdır.”