Gözümden düşmeseydin inanmazdım belki gittiğine.
Varmazdı dilim “Gitti!” demeye. Hükmün sürerdi hala yüreğimde, benliğimde... Gitti diyemezdim işte, o yâr benden bir adım öteye.
Ne yazık ki şimdilerde diyorum. “Gitti!” diyorum, ardına bile bakmadan yol aldı ve gitti!
Sen giderken en acıyan yanım savaşıyor seninle. Hiç olmadık bir zamanda adın geçiyor aklımdan, sonra hüzün bulaşıyor kanayan ruhuma. Arsız gecelere gebe ka-
lırcasına uykum kaçıyor. Gecelerim yetişmiyor sabahlara, yetişen sabahlarım ise erken uyanıyor acıya. Güneş
gibi doğuyorsun puslu penceremden yorgun yüzüme. Gözlerimde güneşinin ışığını karşılayacak kadar bile fer
kalmamış, avunacağım bir umudum bile yok avuçlarımda, erişemiyorum artık aynadaki gördüğüm kadına.
Nasıl gittiysen artık benden, giderken alıp götürmüşsün en son senin için gülen kadını benden. Gücüm kalmamış bir tebessüm bile etmeye, yüreğim bile ısınmıyor buz tutmuş gölgende erimeye.
“Ben söylemiştim zaten!” demek için can attığını biliyorum. Evet, sen söylemiştin. Benden alacak olduğun bir ayrılığı dilinle değil yürekten avaz avaz haykırmıştın. Ben de sana söylemiş miydim hatırlamıyorum ama uykusuz gecelerimi ödeyemeyeceğin bir borcun var bana ve alacağım bir mutluluk borçlusun hayatıma.
Şimdi söylüyorum işte... Ey yâr, giderken gözümden düşmüştün ve inanmak istememiştim gittiğine!
Şimdi ise öyle bir eylem yaptın ki en son intiharınla gönlümden düştün.
Uğurlar olsun sana. Bir adım öteye değil sonsuzluğa giden tüm yollar senindir artık, yolun açık olsun!