Yeni yıl kanatlarını açmış bizi bekliyor. Kavuşmaya çok az kaldı. Yeni başlangıç lar, yeni işler, yeni aşklar, yeni dilekler kapıda.
İstekler, dilekler ve yenilikler insanı hayata bağlayan enerjilerdir. Bunu en yüksek hissettigimiz dönemlerden biri, başlangıç saydığımız yeni yıl.
Bu enerjiyi hem alacağız hem de vereceğiz. Enerjiyi akışta tutmazsak yani hem alıp hem vermezsek olmaz. Veriyormuş gibi yapıp hep almak isterseniz olmaz. Aynı şey karşınızdaki için de geçerli. Veriyormuş gibi yapıp hep almak istiyorlarsa sakıncalı bir durum.
Başlangıçlarda iyi niyet ve iyi dilekler olmazsa olmazlarımız. Neler istiyoruz neler bekliyoruz sıralarız. Bana göre bu sıralamaya iyi insanlar ve onların iyi, doğru ve ihanet içermeyen davranışları da girmeli. Biz dilemeliyiz ama onlar da zaten bu şekilde olmalı değil mi?
Yalansız, dolansız ve ihanet içermeyen davranışlar sergilemeli insanın arkadaşı, dostu.
İspanyolların boğa yetiştiricileri bir boğayı çok küçükken alıp yetiştirmeye başlarmış. Her şeyiyle yakından ilgilenip, bakımlarını neredeyse bir bebeğe bakar gibi ihtimamla yaparmış. O kadar büyük bir sevgiyle yaparmış ki bunu, boğa bakıcısını nerdeyse annesi zannedermiş.
Bu ihtimam boğaya göre kısa bakıcısına göre uzun bir zamandır. Ve artık zaman gelmiştir, bakıcı bu güne kadar yemesi, uykusu, dolaşması, ilgisi ve en önemlisi sevgisini gösterdiği boğayı, arenada güreşmesi için satar.
Ne olduğunu anlayamadan, kendini arenada kanlar içinde bulan boğa, seyircilerin arasında bakıcısını görür. Ve koşarak insansı zannettiği bakıcısının yanına gidip gözgöze gelir.
Bakıcısına sevgiyle bakan boğa kanlar içindedir. Kendisini kurtarmasını bekleyen boğa ardından merhametin geleceğini zanneder. Oysa bakıcısı boğayı sadece öper.
İşte İspanyollar bu öpücüğe, Yudas'ın Öpücüğü yani İhanetin Öpücüğü derler.
Yeni yılda her şey yalansız dolansız olsun derken, arkadaşlarınızı ve dostlarınızı bir kez daha gözden geçirin. Sevgi ve merhametle yaklaşıyorum diyen arkadaşlarınıza bakın bakalım sizi İhanetin Öpücüğü ile mi öpüyorlar. Aman dikkat.