İzmir’in 15 Mayıs 1919’da Yunan işgaline maruz kalmış olması, “ya istiklal ya ölüm” anlayışıyla, şartlar ve imkânlar ne olursa olsun istiklalini tehdit eden her türlü girişime karşı topyekûn mücadeleyi şiar edinmiş olan milletimiz için bardağı taşıran son damla oldu.
Anadolu’nun dört bir yanında düzenlenen mitingler ve yayınlanan bildirilerle protesto edilen “Güzel İzmir”in işgali, dört gün sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Samsun’a çıkmasıyla başlatılan istiklal mücadelesinin temel gerekçelerinden birini oluşturdu. İşgal altında bulunan İzmir’in kurtuluşu ise, “kuva-yı milliyeyi amil ve irade-i milliyeyi hâkim kılmak” üzere başlatılmış olan Milli Mücadele’nin en önemli hedefi oldu. Yokluklar ve imkânsızlıklara rağmen, aziz milletimizin tarihten aldığı ilhamla gösterdiği azim ve kararlılıkla sürdürülen İstiklâl Harbi, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Büyük Taarruz’ da “Ordular ilk hedefiniz Akdenizdir. İleri!” komutuyla, İzmir’in kurtuluşuna odaklanan son evresine ulaştı. Nihayet 9 Eylül 1922’de düşman işgalinden kurtarılan İzmir, acı ve ıstırap dolu karanlık günlerin ardından, ilelebet sönmeyecek olan istiklal aydınlığına kavuştu.
9 Eylül, yaklaşık 937 yıllık Türk şehri olan İzmir ve biz İzmirliler için önemli bir dönüm noktasıdır. 9 Eylül ve İzmir aynı zamanda ülkemiz, devletimiz ve milletimiz için de son derece önemlidir. Başlangıçtan itibaren Milli Mücadele’nin odak noktası olan İzmir, ülkemizin işgalden kurtuluşunun sembolü olmuştur. İzmir, aynı zamanda bağımsız vatan üzerinde müstakil bir millet olarak varlığımızı devam ettirmemize imkân sağlayan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunda da önemli rol oynamıştır.
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak, bu duygu ve düşüncelerle, 96. yıldönümünde 9 Eylül İzmir’in kurtuluşunu kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere, kahraman İstiklâl Harbi şehit ve gazilerimizi saygı, rahmet ve minnetle yâd ediyoruz.