İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Ertuğrul Deliktaş’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen foruma, TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan, İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, TÜMSİAD Genel Sekreteri Dr.Osman Kurtkan Kapıcıoğlu, İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Dr.Öğr.Üyesi Emine Beyza Satoğlu konuşmacı olarak katıldı.
“Tarihimizden ibret almamız gerekiyor.”
Forumun başında kısa bir konuşma yapan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, ekonomi deyince üretim, tüketim, rekabet gibi kavramlar akla gelirken buna artık savaşın da katıldığını söyledi. Bu kavram ile tarihimizde karşılaştığımızı anlatan Prof.Dr. Köse, karşılaşılan örneklerden ibret alınması gerektiği üzerinde durdu. Prof.Dr. Köse, “Ekonomik savaşları yaşayarak öğreniyoruz ve şu anda bunun içinde bulunuyoruz. Ekonomik araçlar etkili bir silah olarak kullanılıyor. Bu dünyanın ciddi ve etkili bir sorunu. Bunun üstesinden nasıl gelebilirizi bu toplantımızda tartışacağız. Selçuklular döneminde Yahudi bankerler ellerindeki ekonomik imkânları devletin üzerinde nüfuz olarak kullanmışlar. İslam toplumlarında yaşayan gayri Müslimler devlete cizye gibi vatandaşlık vergisi ödüyorlar ve bu sadece işi olana çalışabilen erkeklerden alınıyor. Askerlik yaparlarsa o vergi de düşüyor. Askerlik yapmadıkları için ticaretle meşgul oluyorlar. Müslümanlara yasak olan faiz gibi bir takım şeylere tabi olmayınca rahat hareket edebiliyorlar. Böylece ekonomik anlamda çok güçlü finans elde ediyorlar. Bu finans gücünü de devlete karşı nüfuz olarak kullanıyorlar. Selçuklu döneminde vatandaşlar bu duruma karşı rahatsızlıkları ortaya çıkıyor. Nizamülmülk’ ün eserinde bunlardan bahsedilir. İşte tarihimizde bunun arka planı var. Aslında tarihimizden ibret almamız gerekiyor. Bugün eskiden yaşanılanların daha çetin halini yaşıyoruz.” dedi.
“Yerli ve milli yatırımlar güçlenmeli.”
TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan ise insanlığın varoluşundan bu yana ticaret savaşlarının yaşandığını, son yıllarda da popüler olan bu kavramın aslında savaşların ekonomiyle,ticaretle gerçekleştiğini gösterdiğini kaydetti. Doğan, “ İş dünyası yatırımlarında, ticaret politikalarında, sakin ortamları, riski az olacak ortamlara göre hareket etmeye çalışıyor. Sermaye ve yatırım güvenli limanları arıyor.” diye konuştu. “2017'de 157 milyar, 2018'de 170 milyar ihracat var ama hedeflerin çok altındayız. Tasarruf etmiyoruz, tasarruf etmeliyiz. "diyen Doğan, yerli üretimin üzerinde durarak üniversitelerin üstleneceği önemli misyonlara dikkat çekti. Başkan Doğan, “100 liraya sattığımızı 80 liraya üretiyoruz diye düşünüyoruz ama eğer yarı ham madde gibi bunu dışarıdan alıyorsak, sıkıntı yaşıyoruz. Üniversite proje geliştiriyor, para yok. Parayı da oluşturabilecek, fikri ticarete dönüştürecek unsurları deşifre etmek de gerekiyor. Sahada üretimi arttıracak, satışı sağlayacak marketing sistemlerinin üniversitelerde çalışılması gerekiyor. Yerli ve milli yatırımlar güçlenmeli. Teknoloji üretmeli, teknolojiyi ticarete dönüştürüp ihracat yapmalıyız, markalar oluşturmalıyız" dedi.
“Piyasalar rahatladı.”
Türkiye’nin 2018 yılı içerisinde bir dönemeçten geçtiğini, birçok ekonomik saldırıya maruz kaldığını anlatan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, üretilen politikalarla piyasalarda rahatlama yaşandığını belirtti. Başkan Özgener, “Gördüğünüz gibi tansiyon düştü, ekonomi üretim ve ihracat için yeniden motive oldu. Enflasyonla Mücadele Programı’nı destekleyen vergi indirimleriyle birlikte piyasalarda ciddi bir rahatlama da yaşandı. Ben o dönemde de umutlu olmak, kendimize güvenmek gerektiğini söylemiştim, yanılmadığım için mutluyum. “ dedi.
“Yan rolleri kabul etmemiş Türkiye’mizde atacağımız çok adım var.”
Dünyada ticaret savaşları denilince ABD’den sonra Çin’in başrolde akla geldiğini kaydeden Başkan Özgener, “İki ülkenin karşılıklı gümrük duvarlarını yükselttiği bu filmde, dönem AB’yi de sahnede görebiliyoruz. Bu savaşlarda başrol oyuncularını izleyen bir Türkiye değil, kendini konumlandırmış, hazırlıklarını yapmış ve rekabet üstünlüklerini yeniden biçimlendirmiş bir Türkiye için çaba göstermeliyiz. Başrol potansiyeli olduğu halde figüranlıkla yetinen ülkeleri gözünüzün önüne getirdiğinizde, bunu açıkça görebilirsiniz. Savaşlarda, krizlerde değil; tarihi ve stratejik konumu gereği kalkınmada ana aktör olabilecek, tarihi boyunca hiçbir zaman yan rolleri kabul etmemiş Türkiye’mizde de atacağımız çok adım var. Ticaret Savaşları’nın ortasında, ateş çemberiyle çevrili bir ülke olarak, bir yandan geleneksel pazarımız AB ile irtibatı koparmadan, öte yandan ABD ile hassas dengeleri gözeterek Çin gibi çok büyük avantajlar barındıran alternatif pazarlarla büyümeliyiz.” diye konuştu.
“Mazlum halklarında haklarını savunmalıyız”
Yerli üretimin önemine değinen TÜMSİAD Genel Sekreteri Dr.Osman Kurtkan Kapıcıoğlu da ticaret savaşlarında Türkiye’nin kültürel misyonunun sadece kazan-kazan olmadığına dikkat çekti. Kapıcıoğlu, “Küreselleşiyoruz doğru. Sermayeyi aldıktan sonra içerde ithalat yapmadan üretimi yapıp ihracata dönüştürme noktasında yerli üretimde bir takım daralmalar görebiliyoruz. Devlet bir takım küçültmelere gidebiliyor. TÜMSİAD olarak dünyanın hemen hemen her yerinde çözüm ortaklarımız var. Vicdanın sesi olan bir STK olmanın bazı sorumlulukları olduğunu düşünüyorum. Dünyadaki durumda biz mazlumun yanında olmayacaksak nasıl bir çerçevede olabiliriz. Gençler olarak bunları unutmayınız. Ticaret savaşları evet var ve belli zorunluluklar olabilir, doğal bu. Var olmak da durumundasınız. Ama bir tarafınızla da mazlumlara destek vermek zorundasınız. Hedefiniz sadece kazan-kazan olmamalı. Aynı zamanda başkalarının da haklarını korumak zorundayız. Bizim kültürümüzde böyle bir altyapımız var. Çok şükür ki vicdan var. Bir araya gelip biriz, beraberiz diyebileceğimiz insanlarımız, renklerimiz var.” dedi.
“Bu savaşların hiçbir kazananı olmuyor.”
İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nden Dr.Öğr.Üyesi Emine Beyza Satoğlu ise daha önce konuşulan ticaret savaşı kavramının Trump’ın adaylığı ile gündeme oturduğunu kaydetti. Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşına ilişkin konuşan Satoğlu, “ Trump attığı bir tweet de, -Çin’e uyguladığımız gümrük vergileri sayesinde milyonlarca dolar ABD’ye akıyor. Eğer ki zarar etmek istemiyorsanız ABD’de yatırım yapın, fabrikalarınızı buraya açın- diyor. Ticaret savaşları vergiyi koymakla bitmeyen savaşlar. Gümrük vergileri sonuç itibariyle fiyatları yükseltiyor, piyasadaki mal çeşitliliğini azaltıyor. Dolayısıyla insanlar bunun bedelini ödüyor. Sonuç olarak bu savaşların hiçbir kazananı olmuyor gibi tezler ortaya çıkıyor.” şeklinde konuştu.
TÜMSİAD İzmir Şube Başkanı Erkan Çoruk da konuşmasında üniversite sanayi iş birliğinin önemine dikkat çekti. Üniversitelerde üretilen bilimin iş dünyasına ekonomik olarak katkıya dönüşmesine katkı sunmak adına böyle bir organizasyonun düzenlediğini söyleyen Çoruk, bu ortaklıkların farklı platformlarda çalışmaya devam edeceğini vurguladı.
TÜMSİAD Genel Başkanı Yaşar Doğan, İZTO Yön. Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, TÜMSİAD Genel Sekreteri Dr.Osman Kurtkan Kapıcıoğlu ile beraberindeki heyet, Rektör Prof.Dr. Köse’yi makamında da ziyaret ederek; kurumlar arasında yapılması hedeflenen projeler masaya yatırıldı.