Bir Türk her eve lazım desek yeridir.
Dünyanın en büyük salgının koronovirüs salgınıyla ilgili dünyaya Türk damgasını vurulduğu gerçeğini bugün dile getiririz, yarın tarih yazar.
Tarih de şöyle yazar:
Yıl 2020 dünyayı bir virüs belası sarar. Her gün binlerce insan hayatını kaybederken, bilim adamları, insan neslini dünyadan silmek isteyen virüse karşı çare aramaya çalışırlar. Fransız, İngiliz, Amerika vs bütün ülkelerde bu aşı için uğraş verilirken, ilk aşı müjdesi Almanya’dan gelir. O aşıyı bulan ve yapan insanlara dönemin Almanya devleti yöneticileri devlet üstün madalyasını bütün insanlık adına verirler.
İki Türk’e Osman Şahin ve Özlem Türeci.
Dünya’nın en güçlü ve güvenilir aşısını başka bulunan aşılarda takip eder.
Yıl 2021’de yine Türkler ancak bu sefer Türkiye’de, anavatanlarında yaşayan Türkler bir aşı daha bulurlar.
Yerli aşı olan bu aşıya TURKOVAC ismi verilir.
Dünya’da salgınla ilgili çare arayan bilim adamlarının bulduğu iki aşı da Türk soyundan gelenlerin bulduğu aşı olarak sağlık tarihine girdi.
İşte, geleceğin tarihinde Türk olanın, Türkiyeli olanın başarısı olarak yazılacaklar.
Bakın dünyanın geçmişine, bilim alanında nice Türk, Türkiyeli, Anadolu bilim adamı görürsünüz.
Aynı tarih kitapları, 2020-21 yılları içinde bir tarih notu daha yazacak ki, onun da dünyada değişen güç dengeleri ve değişen ülke coğrafyalarını da yazacak.
Türklerin, Türkiyelilerinin yaptığı İnsansız Hava Aracı İHA ve Silahlı Hava Aracı SİHA’ları.
Tarih tekerrürden ibarettir diyenler yanılmıyor.
Yıl 1071 yılında başlayan, 1919 yılına kadar süren dünyadaki Türk egemenliği ve yöneticiliği, yıl 2020’de tekrardan hız almaya başladı.
Bundan sonrası nereye varır?
Bana göre, Afrika’nın kuzeyinde, Arabistan yarımadasının güneyinde, Kafkafların doğusunda, denizlerin ortasında çok ama çok değişimler olacağını düşünüyorum.
Dünya’da görünen, yazılan, gösterilen, çizilen bir imparatorluk belki olmayacak ama bilinen bir imparatorluğun varlığı, gücü ve dünyayı yönetme iradesi olacaktır.
İlerlemenin tek yolu durmamaktır.
Bir de durdurulmamak!-