Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak, Türkiye’de son yıllarda güçlü hissedilen mevsimsel değişikliklerinin, toplum psikolojisinde de tahribatlara yol açtığına dikkat çekerek, "Kuraklık endişesi ve mevsim değişikliklerinin tetiklediği kaygı bozuklukları şikayetleri ile vatandaşların hastanelere müracaatlarında artış görülüyor" dedi.
Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Yakup Albayrak, insan hayatının denge üzerine kurulduğunu belirterek, doğa olaylarında yaşanan sorunların insan ve toplum psikolojisinde bazı tahribatlara yol açtığını ifade etti. Doç. Dr. Albayrak, Türkiye gibi dört mevsimin yaşandığı ülkelerde oluşan mevsim değişikliklerinin insanların, mevsimlerden beklentilerinde sorunlar oluşturduğunu belirterek, "Bu da insanlarda bir dengesizlik hissi oluşturuyor. Şimdi bu konuda özellikle söylemem gereken bazı noktalar, özel kaygılar var.
Kuraklık kaygısı ile bize başvuranlar var. Bu kaygı ile gelenler, meteoroloji tahminlerine bakıyorlar, çeşitli belgesellerden kuraklık ile ilgili bilgiler alıyorlar ve ‘bu sene yağışlar az oldu’ diyerek bundan dolayı bir umutsuzluk yaşıyorlar. Kendi adına olmasa da çocuklarının adına umutsuzluklar yaşayabiliyorlar. Bu tarz durumları kaygı bozukluğu olarak değerlendirebiliriz. Çünkü bazı insanlar çok dikkatli bu konuda. Mesela barajların doluluk oranlarına bakıyorlar, kentte yaşasalar bile barajların doluluk oranları onları endişelendiriyor. ‘Gelecekte bir sıkıntı olabilir mi, içme suyu ile ilgili veya günlük kullanımda kullandığımız su ile ilgili bir problem olabilir mi?’ diye düşünen hassas kişiler var. Gerçekten bu konuyu kendine sorun ediyorlar. Bu sorunlarla, zihinlerinde baş edememeye başlıyorlar" diye konuştu.
"Mevsimsel geçişlerin bozulması vücut saatini bozuyor"
İklim değişikliğinin, çiftçiler üzerinde doğrudan bir etkiye sahip olduğunu ifade eden Doç. Dr. Albayrak, iklim değişikliklerini doğrudan hissetmeyen insanlarda da bir takım kaygıların ve psikolojik sıkıntıların arttığına dikkat çekerek, "Çiftçilerin zaten profesyonel olarak kaygıları var. Onların bir çıkarları var, çünkü mevsim değişikliklerinin en fazla etkilendiği grup profesyonel baktığımızda çiftçiler. Çünkü beklentinin dışında bir şey olduğu zaman maddi olarak da kayba uğruyorlar.
Tabi burada bir ikincil depresyon dediğimiz durum olabiliyor. Ekonomiye de bir zararı oluyor. Benim bahsettiğim birinci durum, yani bununla ilgili herhangi bir ekonomisi etkilenmeyen, sadece denge ile ilgili bir bozukluk olduğunu hisseden kişilerden bahsediyorum. Kuraklık, mesela insanlar artık bunu yavaş yavaşta hissetmeye başladılar. Çünkü kar yağışı eskiden daha fazlaydı doğu bölgelerimizde dahil olmak üzere, mevsimsel geçişler daha doğruydu. Şimdi, bu mevsimsel geçişlerin bozulması da aslında bir şekilde vücut saatini bozuyor. Yani beklentiler bozuluyor, vücutta kendisini ona göre ayarlıyor. Bununla da ilgili bazı bozukluklar oluyor, mesela yaz aylarında bazen beklenen sıcaklıklardan daha düşük sıcaklıklar oluyor. İşte bunlar dengeyi bozucu unsurlar olarak önümüze çıkıyor, ikinci bir faktör ise insanlar hava değişikliklerinin çok olduğu dönemlerde daha çok hastalıklara yakalanıyorlar. Grip, enfeksiyon gibi hastalıklar bunlar da ikincil olarak insanların psikolojisini bozabiliyor" ifadelerini kullandı.
"Herkese görev düşüyor"
İklim değişikliği konusunda herkesin dikkatli olması gerektiğini belirten Doç. Dr. Yakup Albayrak, "Sadece bu devletlerin, hükümetlerin veya bununla ilgili kuruluşların üzerine düşen bir görev değil, yani en azından bizler kullandığımız suya, iş yerinde kullandığımız elektriğe ya da yaktığımız yakıta dikkat ederek iklim değişikliğine olumlu katkılar sunabiliriz ya da olumsuz katkılar sunabiliriz. Burada herkese görev düşüyor" dedi.