Bir şeyleri değiştirme zamanı...İklim koruması hepimizi ilgilendiryor ve bu koruma her gün yemekle uğraştığımız mutfağımızda başlıyor. Giderek görünür hale gelen ve alarm veren mevsimlerin değişikliği, küresel CO2 emisyonlarının %50'si gıdalarımızın üretiminden kaynaklanmaktadır. İklimlerin değişimi sonucunda, artan nüfusun yeterli gıda yetiştirmeyi zorlaştırdığından, iklim değişikliğinin etkileri küresel gıda güvenliğini de tehdit ediyor.
Peki tüketiciler olarak neler yapabilirsiniz?
Klimetaryan beslenme olarak tanınan iklim dostu beslenme alışkanlıklarını biliyor musunuz?
Havalar nasıl olursa olsun yeterki sizin havanız iyi olsun sözüyle büyüdük...O zamanlardan bu zamanlara değişen iklimde hepimizin sorumluluğu var. Ve bireysel olarak yapabileceğimiz en basit adım beslenmemize bir göz atmak...
İklim dostu bir diyet için ipuçları
Şu anda herkesin dilinde olan İklim koruması için hepimiz beslenme alışkanlıklarımızla iyi şeyler yapabiliriz. İşte en önemli ipuçları.
1. Bol miktarda organik ürün yiyin
Ortalama olarak, organik tarım iyi bir iklim dengesine sahiptir. Kimyasal-sentetik pestisitlerin ve mineral gübrelerin terk edilmesi çok fazla enerji tasarrufu sağlar. Organik çiftçiler topraklarında daha az hayvan bulundururlar buda hayvanlar için konsantre yemler nadiren denizaşırı ülkelerden gelir. Organik olarak yönetilen toprak, geleneksel olarak ekilen topraktan daha fazla karbon depolar. İklime zarar veren azot oksit emisyonları ortalama yüzde 24 daha düşüktü.
2. Daha az et yiyin
Özellikle et tüketimini azaltmada etkilidir. Bunun anlamı vegan yada vejeteryan olmak anlamına gelmez. Almanya’ da Alman Beslenme Derneği'nin (DGE) önerdiği gibi haftada sadece 300 ila 600 gram et yenildiğinde, beslenme ile ilgili sera gazı emisyon oranı yüzde dokuz civarında düşmektedir.
3. Süt ürünlerini ölçülü tüketin
Süt ürünleri arasında iklim katili 1 numaralı tereyağıdır. Çünkü bir kilogram tereyağı üretmek için 18 litre süte ihtiyacımız var. İkinci sırada olan sığır etini takip eden krema ve peynir üçüncü sırada yer alır. Bir süt ürünü ne kadar fazla yağ içeriyorsa, onu yapmak için o kadar fazla süt gerekir.
4. Bölgesel besinler tercih edin
Uçakla taşınan yiyecekler iklim katilidir. Bu özellikle süt ve süt ürünleri için geçerlidir.
Hava yoluyla taşınan mallar dışında, ithal besinlerde otomatik olarak daha zayıf bir CO2 dengesine sahip değildir. Çünkü elmaları uzun süre saklamak, ısıtılmış seralarda domates salatalık yetiştirmek, hatta ısıtılmış tarlalarda kuşkonmaz yetiştirmek de çok fazla enerjiye mal oluyor.
5. Mevsimsel besinler tercih edin
Açık havada yetiştirilen mevsimlik meyve ve sebzeler tazedir besin değerleri daha yüksektir. Ayrıca vücudumuzun o mevsimde hangi vitamin ve minerale ihtiyacı varsa onu içerir. Besin değerleri dışında kışın marketlerde bulunan domates, salatalık yada çilek yani mevsimi dışında yetiştirilen meyve ve sebzeler serada yetiştirilir ve sera gazları küresel ısınmaya buda iklim değişikliğine neden olmaktadır.
6. Hazır ve işlenmiş gıdalar yerine evde yemek pişirin
Gıdaların işlenmesi ayrıca sera gazları üretir: Özellikle (derin) soğutma ve ısıtma sırasında. Örneğin, dondurulmuş patates kızartması, taze patates yemekten çok daha fazla sera gazına neden olur. Ama patatesleri pişirmek yerine kendi kızartmalarımızı yaparsak, avantaj ortadan kalkar.
Taze, az işlenmiş gıdalar, ağır işlenmiş gıdalara göre iklime daha az zarar verir.
7. İsraftan kaçının
Her yıl 1,3 milyar ton gıda çöpe gidiyor. Gıda atığı kaynaklı karbon salınımı iklim değişikliğine neden olan karbon salınımının %8'ini oluşturuyor. Hayatımızdan bazı lezzetleri çıkarmak zor olabilir ancak israf etmemek de kaynakları tüketmemek için değerlidir.
Bireysel olarak bu kuralları yalnızca kısmen uygulasak bile, bu büyük bir ilerleme anlamına gelir.
İklim için kendine bir adım at... Işıltınızla var olun...
Sevgilerimle
Senem Köse Bektaş
Holistik Beslenme Danışmanı /Theta Healing Uygulayıcısı Gıda Mühendisi
İnstagram @holistikmuhendis
Twitter @senemkose14