Öncü Ressam Mihri’nin Peşinde Bir Film: Kim Mihri

Yönetmen Berna Gençalp, Kim Mihri filmi ile, 1886 – 1954 yılları arasında yaşamış, Resim Sanatı Tarihinin ikonik ressamı Mihri Rasim’in peşinden gitti. Yönetmen Gençalp’e sordum; Kim Mihri?

ASYA YAŞARİKİZ / MEDYA EGE -

“Evinden kaçan paşa kızı”

“İlk kadın ressamlarımızdan Mihri’nin acıklı öyküsü”

1886 – 1954 yılları arasında yaşayan Ressam Mihri Rasim, Türk Resim Sanatı tarihinde bugüne kadar yukarıdaki cümlelerle öğrencilere anlatıldı.

Ama Mihri Rasim kimdi?

Kim Mihri belgesel filmi bu sorunun cevabını aramak için yapıldı. Yönetmen Berna Gençalp, hayatı İstanbul, Roma, Paris ve New York’ta geçen ve sonunda kayıplara karışan ressam Mihri Rasim’in peşine düştü. Gençalp'e sordum; Kim Mihri?

Filmin başında, “Ressam Mihri’yi aramaya çıktım; ama bulduğum sadece o olmadı” diyorsunuz. Ne buldunuz?

Bu belgesel için çalışmak hayatımı çok zenginleştirdi. Benim için başlı başına bir öğrenme yolculuğu oldu. Filmin başında, alıntıladığınız cümleye yer vermemin nedeni bu yolculuk sayesinde kurduğum ilişkilerdi. Filmde verdikleri röportajlar ile yer alan konusunda uzman, değerli, donanımlı kişiler hayatıma girdi. Onları ve üretimlerini daha yakından tanıma, takip etme fırsatı buldum. Ayrıca, sinema bir ekip işi, filmin her aşaması için yetenekli ve yaratıcı insanlarla ortak çalışmalar yapmak gerekiyor. Bu, kameranın arkasındaki süreç. İzleyicinin çok gözü önünde değil. Ancak bu birliktelikler de bana çok heyecan verdi. Yapımcılarımız Berat İlk ve Yonca Ertürk ile birlikte film için güzel bir ekip kurduğumuzu düşünüyorum.

Mihri Hanım, neden ikonik?

Doktora tezini Mihri Rasim üzerine yazmış olan Sanat Tarihçisi Özlem Gülin Dağoğlu filmde onu “ikonik” olarak niteliyor. Özlem’e göre Mihri, “Osmanlı son dönemi ile Türkiye Cumhuriyeti arasında köprü kuran ve aynı zamanda Osmanlı ve Türk sanatı ile Avrupa ve Amerika sanatı arasında köprü kuran bir sanatçı. Öncü, ikonik bir kadın.” Özlem, Mihri’nin kendi döneminde yani yaşarken “ikonik” olduğunu düşünüyor. Mihri elbette, sonradan unutuldu. Salt Galata’daki sergiyle, filmle ve Özlem’in tezini kitaba dönüştürmesiyle şimdi tekrar aramıza dönüyor. Gösterimlerden sonra izleyicilerle konuştuğumda özellikle kadınların Mihri’yi çok sahiplendiğini görüyorum. Bu sefer topluma kalıcı olarak mal olacak mı, ikonlaşacak mı göreceğiz… Benim derdim aslında bu değil. Ben isterdim ki, Mihri dahil tüm üreten, çalışan, ortaya bir eser koyan kadınlar toplumlarında hak ettikleri değeri görsünler. Doğdukları andan itibaren de saçma sapan engellemelerle karşılaşmasınlar.

Filmin en içinize sinen yanları neler oldu?

Filmi her izlediğimde hala bazı yerlerine ufak tefek dokunuşlar yapmak istiyorum ama genel olarak istediğim tonu tutturduğumu söyleyebilirim. Bir kere, Mihri’nin hayat hikayesini derli toplu bir şekilde ortaya koyabildik. Yaşamının belli bir dönemini değil bir ressam ve sanat eğitmeni olarak tüm kariyerini aktarmanın çok önemli olduğunu düşünüyordum. Çünkü hayatının tümüne bakınca bazı anlamlı örüntüler ortaya çıkıyor. Böylece hem Mihri’nin karakterini daha iyi anlıyoruz hem de içinde yaşadığı toplumların bir kadın, bir göçmen ve bir sanatçı olarak ona nasıl tepki verdiğini karşılaştırabiliyoruz. Öte yandan beni çok mutlu eden şeylerden biri sadece Mihri’ye değil, filmin kamera önündeki ve arkasındaki tüm kadınlarına izleyici tarafından ayrı ayrı değer verilmesi. Ve son olarak, Mihri’ye dair daha önceki anlatılarda devamlı tekrarlanan “kurban” yaklaşımını el birliği ile aştık, diye düşünüyorum ve bundan çok mutluyum.

Mihri Hanım çalışmalarına devam edecek misiniz?

2015 yılında Berat İlk ile katıldığımız Uçan Süpürge Uluslararası Film Festivali’nde "Mihri Yolda" isimli uzun metraj kurmaca senaryo projem ödül aldı. O senaryoyu sinema filmi ya da bir mini dizi projesi olarak hayata geçirmek niyetindeyim. Ama şu ara Kim Mihri belgeselinin festival ve gösterim yolculuğuna devam etmesi için var gücümle çalışıyorum. Filmi izleyicisine ulaştırabilmemiz lazım. Ulusal kanallar keşke yerli bağımsız belgesellere bu kadar ilgisiz olmasa, hayat daha güzel olurdu… Zincir sinemalarda bağımsız bir belgeselin vizyona girmesi de mevcut şartlarda mümkün görünmüyor. Bağımsız salonlar sayıca çok az, orada da ilk tercih belgesel göstermek değil. Bu durumda bize yani film ekibine alternatif gösterim olanakları peşinde koşmak düşüyor. Bu açıdan İzmir’de Yeniden Sinematek kapsamında gösterim yapabilmemiz gerçekten çok değerli bizim için. Gönül ister ki Kim Mihri belgeselini Anadolu’nun çeşitli şehirlerindeki sanatseverlere, öğrencilere, kadınlara ve erkeklere götürebilelim. Bu gösterimler sayesinde biz de bağımsız filmciler olarak bir sonraki filmimize imkan yaratabilelim.

Türkiye’de bağımsız sinema yapanların “sürdürülebilirlik” açısından işi gerçekten çok zor. Türkiye’de bu konuda Başka Sinema ve Filmkoop’un çalışmaları önemli. Belgesellerin dağıtımı dünyada da bir mesele ama orada üniversite gösterimlerinden müze gösterimlerine uzanan, filmcinin de gösterim telifini sağlıklı şekilde alabildiği mekanizmalar var. Kim Mihri için halka açık ya da belli bir gruba özel gösterimler organize edilebilir. Yerel yönetimlerin, sinema kulüplerinin, üniversitelerin, şehirlerin önde gelen marka, kurum ve kuruluşlarının davetlerine açık olduğumuzu söylemek isterim. Daha ileride dijital platformlarda da yer alırız ama ben ilk etapta yüz yüze yapılacak halka açık gösterimlere çok önem veriyorum. Çünkü seyirci ile filmin ardından sohbet edebiliyoruz. Bu, özellikle pandemiden sonra çok da ihtiyacımız olan bir şey.

Mihri Hanım’ı dönemin koşullarında toplumsal cinsiyet ve erk ekseninde nasıl yorumluyorsunuz?

Onu çok mücadeleci buluyorum. Sadece İstanbul’da değil yaşamak için seçtiği her şehirde mücadeleye devam ediyor. Mevcut düzeni kafasında erkenden çözmüş olduğunu ama kendini asla buna teslim etmediğini düşünüyorum. Yaşadığı hiçbir toplumla tam uyumlu değil. Bu toplumların kadın cinsine dayattığı kısıtlamaları da boynunu büküp kabullenmiyor. Mihri bir birey. Kendi hedefleri, tercihleri var.

Mihri’de sizi en çok ne etkiledi?

Mihri çeşitli açılardan etkileyici biri. Başka bir gün sorsanız belki başka bir şey derim. Ama şu anda cevabım; her seferinde yeniden başlamak için enerji bulması ve kendi yeteneğinden şüphe duymaması…

KİM MİHRİ

59. Antalya Altın Portakal Film Festivali Ulusal Belgesel Film Yarışması’nda En İyi Belgesel Film Ödülü'nü kazanan ve SİYAD 55. Türkiye Sineması Ödülleri’nde de aday gösterilen uzun metraj bağımsız belgesel Kim Mihri 42. İstanbul Film Festivali, 33. Ankara Uluslararası Film Festivali ve 6. Kadın Yönetmenler Festivali’nde yarışma bölümünde finale kaldı.

Kim Mihri Sosyal Medya Hesapları

https://www.instagram.com/kimmihri/ https://twitter.com/kim_mihri https://www.facebook.com/kimmihri https://www.youtube.com/c/KimMihriFilm

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri