İneklerde mikroorganizmalar tarafından oluşturulan böbrek yangısına pyelonefritis adını veriyoruz. Böbreğin irinli iltihabı anlamına gelen pyelonefritis çoğunlukla Corynebacterium renale ve E.coli’nin oluşturduğu bir yangıdır.
Ayrıca Trueperella (Arcanobacterium), stafilokok, streptokok gibi bakteriler de pyelonefritis oluşturabilir veya diğerleriyle birlikte olabilirler.
Mikroorganizmalar böbreğe kan yoluyla veya idrar kanalı yoluyla ulaşırlar.
Ayrıca; Basiller hemoglobinüri, leptospiroz, salmonella enfeksiyonlarının da böbreklerde hasar yaptığını unutmamak gerekir.
Kesimhanelerde veya otopside ortaya çıkan “beyaz lekeli böbrek” hastalığı aslında leptospiroz belirtisidir.
Aşırı dozda neomycin ve sülfonamid kullanımının da böbrek dokusunda hasar yaptığı bilinmektedir.
İneklerde böbrek yangılarının yapıcı etmenleri arasında sonun atılamaması, metritis (rahim yangısı), mastitis (meme yangısı), pneumoni (zatürre), ikiz doğum, yüksek süt verimi, doğum stresi ve yüksek proteinli rasyon sayılabilir.
Pyelonefritis çoğunlukla doğumu takip eden zaman diliminde ortaya çıkar. Birkaç doğum yapmış ineklerde görülme ihtimali daha yüksektir. Metritis ve mastitis böbrek enfeksiyonlarının belirtilerini maskeleyebilir. Böyle durumlarda teşhis koymak zorlaşabilir veya gecikebilir.
Doğumdan sonraki günlerde görülen sancı belirtileri böbrek enfeksiyonlarını akla getirmelidir.
Arka ayakların sık sık değiştirilmesi, tepinme, arka ayaklarını karnına vurma, sık sık işeme pozisyonu alma, ağrılı işeme, çokça kuyruk sallama, iştahsızlık pyelonefritisten şüphelenmeyi gerektirir.
Kan işeme, çok işeme, kansızlık önemli belirtilerdir. Tabii, kan işemenin leptospiroz, ikterohemoglobinüri, babesiosis gibi hastalıkların belirtileri arasında olduğunu da göz önünde bulundurmak şarttır.
İdrarda protein ve gizli kan aramak için teşhis çubukları kullanılabilir.
Teşhis için rektal muayene yapmak şarttır. Ultrason doğru teşhiste en önemli yardımcıdır. Pyelonefritis çoğunlukla sistitis (idrar kesesi yangısı) ile birlikte olur. Teşhis için endoskopiden yararlanmak mümkündür.
İdrarda alyuvar ve akyuvar aranması, idrar kültürü yapılması yararlıdır.
İdrarda pH ölçülmesi önemlidir. Örneğin; yüksek proteinli besleme idrar pH ında yükselmeye sebep olur. Corynebacterium enfeksiyonlarının yüksek pH’lı (alkali) idrarda, E.coli enfeksiyonlarının ise asidik idrarda daha çok olduğu bilinir.
Doğuma müdahalede çok dikkatli ve hijyenik davranılması şarttır. Temizlik kurallarına uyulmayan müdahalelerde çevresel mikroorganizmalar üreme organına bulaşarak idrar yoluna ve böbreğe ulaşırlar.
Doğal aşım ise boğalar tarafından, özellikle Corynebacteriumun bulaşmasına yol açar (mekanik vektör).
Hastalığın tedavisi mümkündür.
Tedavide antibiyotikler kullanılır. Tedavi periyodu 10 gündür. Gerekli görülürse antibiyotik duyarlılık testleri yapılabilir.
Tedaviyi erken kesmek yapılan en büyük hatadır. Çünkü enfeksiyonu nüksetme ihtimali gayet yüksektir.
Sonuç kronik vakalarda kötüdür. Şiddetli hasarlardan da iyi sonuç alınamaz. Erken teşhis böbreği ve ineği kurtarır.
İneğin iştahı ve su içmesi sonucu olumlu etkiler.
Koruma:
Doğuma gereksiz müdahaleden kaçınılmalı, müdahale edilecekse temizliğe önem verilmelidir.
Metritis, mastitis ile maskeleme ihtimaline karşı sancı belirtileri iyi gözlenerek değerlendirilmeli, hızla tedaviye başlanmalıdır.
Doğal tohumlama ile boğaların bakterileri bulaştırma ihtimali olduğu bilinmelidir.
Çevresel bakterilerin gezinti yerlerinden vulva ve vaginaya (dış üreme organlarına) bulaşacağı bilinerek, bölge iyice temizlenmeden müdahale etmekten kaçınılmalıdır.