31 Mart seçimlerine doğru yükselerek, düşerek gelen dolar hala yükselmesini de düşmesini de sürdürmeye devam ediyor.
O kadar yükseliyor ki, insanın tansiyonunu çıkarıyor.
O kadar iniyor ki, yine insanın tansiyonunu çıkarıyor.
Bu yazıyı kaleme aldım diye köşede birkaç dolarım olduğunu düşünenlere peşin söyleyeyim 1 Dolarım dahi yok.
Ne cebimde, ne bankada.
Benim milliyetçi bir yapım var. Türk Lirası dışında para taşımam, bulundurmam. Ekonomik olarak ne getirip, ne götüreceğini ise hiç düşünmem. Bu benim için manevi bir haz ve gereklilik.
Tıpkı, milyarder birisinin balık tutma sevdası içinde deniz kıyısında oltasını atıp, onun keyfini sürmek ve hazzını yaşamak gibi.
Ama etrafımdaki benim gibi düşünmeyen, düşünmek zorunda da değiller, insanların hallerini görünce bu sosyal, ekonomik ve son dönemlerde sağlık sorunu yaratan durumu kaleme almak istedim.
Sabah bir haber, ‘O parayı buldum’
Öğlen bir haber ‘Yine battık’
Akşam bir haber ‘Az kazandım ama olsun’
Gece bir haber ‘Yeni kazandım’
Bunu duyduğum kişinin öyle milyon dolarları falan yok. Zaten milyon dolarları olanın da benimle ne işi, ne gücü olmaz.
Elinde bulunan alayı bin bilemedin, 2 bin Dolar.
Kazandım dediği para 200 TL, kaybettiğim dediği de 100 TL.
Valla Türk Lirası tutkum olmasa bile, 200 TL için sevinip, 100 TL için günümü berbat edecek kadar paraya bağlı yaşamayı tercih etmezdim.
Kazandığında bozdurmayan, kaybettiğinde bozdurmayan, sadece ‘Allah indi, Vallahi Çıktı’ demek için bir insan cebinde psikolojisini, günlük yaşantısını bozacak bu materyali niye elinde tutar anlamış değilim.
Dolarınız olacağına, dolu dolu bir hayatınız olsun,