İzmir'in Karşıyaka İlçesi'nde vatandaşların çektiği, arabaya takılan atın görüntülerini gördünüz mi bilemiyorum.
Görmediyseniz sakın benim bu yazımı okuyarak görmeye, göstermeye çalışmayın.
Bir hayvana işkence, şiddet ancak bu kadar alenen, ancak bu kadar acımasızca ve ancak bu kadar insanlıktan çıkarak yapılır.
O kişinin kullandığı arabanın plakası da çekilen görüntülerde görünüyor.
Muhtemelen kim olduğu belli. Hayvan da belli. İşkence de belli.
Şimdi bazı görevliler çıkıp, bu adama bulup, sonra hayvana işkence yaptığı, eziyet ettiği için, tıpkı uyuşturucudan yakalanlar sanıklar gibi, tıpkı insan öldürmekten yakalanan katiller gibi, tıpkı sahtekarlık yapan dolandırcılar gibi gözaltına almalı.
Alıp karakolda konuşup serbest bırakmakta yok.
Aynı görevliler, aralarına alacaklar ve bir suçlu iddiasıyla nasıl insanları adliyeye getiriyorlarsa aynı şekilde onu da gezdire, gezdire adliyeye getirecekler.
Ondan sonrası hukukun işi.
Ama o ana kadar hayvana işkence etmenin suç olduğunu bilerek yapan bu adamı, tüm hayvan düşmanlarına örnek olsun diye gezdirmek şart.
Bu dile olmayan, kalpleri olan. Kimisi insanlara hizmet etmek için, kimisi ihtiyaçları gidermek için, kimisi onlarla duygusal iletişim kurarak onları psikolojilerine iyi gelmek için bu dünyamızda varlar.
Onlar bizim için var da, biz anlar için neden var olamıyoruz.
Neden bir hayvana gördüğünümüzde içimizdeki o şiddet duygusunu durduramıyoruz.
Nasılsa dile yok, 'Yapma' demediği için mi ?
Nasılsa eli yok, 'Dur' demediği için mi?
Yazıklar olsun bu görüntüye sebep olan benim insan demeye dahi dilimin varmadığı bu insana.
O at, günün birinden senden hakkını sorarsa emin ol, ben onun şahidi olacağım, hakkı var ödemesi gerekir diye ben bağıracağım.
Bunu yaparak insanlığımı kurtarabilirim belki !
Hayvana dair!
Ne kadar çok insanla tanışırsam köpeğimi o kadar daha çok seviyorum.
Rus Atasözü