Son dönemlerde psikologlara başvurulan konuların başında akran zorbalığı, dikkat eksikliği ve hiperaktif bozukluklarının geldiğine işaret eden Uzm. Dr. Gökhan Bahtiyar, özellikle okullarda bu zorlukların yaşanmasının okul reddi gibi durumlara yol açtığına işaret etti. Bu tarz vakalara karşı detaylı bir değerlendirme yaparak çözüm ürettiklerini belirten Uzm. Dr. Bahtiyar, nedeni anladıktan sonra tedaviyi başlatarak hızlı çözüme ulaştırdıklarını söyledi. Süreçte ailelere de tavsiyelerde bulunduklarının altını çizen Bahtiyar, “Dikkat eksikliği yönünde bir problemimiz varsa gerek medikal ilaç tedavileri ya da ilaç psikoterapi yöntemleri uygulamaktayız. Ailelerle ilgili de onların tutum ve davranışlarına bağlı olarak gelişmekte olan başka sorunlar varsa, onlarında farkına varıp, onlarla da ayrı görüşmeler sürdürüp gerekli ise onlara da tedaviler uygulamaktayız. Kaygı hayatımızın önemli bir parçası. Çoğu zaman bu hastalıklı bir durum ya da kaçınılması gereken bir durum gibi adlandırılıyor ama aslında bunu yaşamın parçası olarak kabul edebilmek ve onu yönetebilmek önemli. Bunu anlatmaya çalışıyoruz. Genellikle bunun sürecin bir parçası olduğunu ama kaygı yükseldiğinde yaşanabilecek sorunları da yönetebilmesi konusunda bir rehberlik ve danışmanlık vermek istiyoruz. Bu konuda gerekliyse ilaç tedavisi, değilse de uygun psikoterapi yöntemleri ile hem danışanlarımıza hem de ailelerine danışmanlık vermeye çalışıyoruz” dedi.
“AİLELERDEN ÇÖZÜM ODAKLI OLABİLMELERİNİ İSTİYORUZ”
Çocuklar ve gençlerde sosyal medya ve oyun bağımlılığının tehlikeli boyutlara ulaşmaya başladığına dikkat çeken Uzman Psikolog Bahtiyar, çocukların ebeveynleriyle sağlıklı iletişim kuramaması halinde kendilerine zarar verebilecek duruma gelebildiklerini kaydetti. Sosyal medya ve oyun bağımlılığının gençlerin sosyal becerilerinin gelişimine engel olarak sanal bir dünyada yaşamalarına sebep olduğunu vurgulayan Bahtiyar, şu uyarılarda bulundu:
“Aile içi bağların giderek zayıflamasının yanı sıra sosyal ilişki kuramaz hale gelen gençler, aile içerisinde engellemelerle karşılaştığı durumlarda anormal ve büyük tepkiler verebiliyor. Bazen kendine zarar verme davranışlarına kadar gidebilen ya da bazen de çevreye zarar veren davranışlar oluşabiliyor. Sosyal medya ve internet hayatımızın önemli bir parçası, bunu da yok sayamayız. Bu bir denge halinde olmalı. Sadece bir yöne kayarsa, bu denge tamamen bozulacaktır. Sosyal medya ve oyunlar belli bir düzeyde kaldığında, bir problem arz etmeyecektir ama bu denge sadece o yönü kaydında bu sefer sosyal hayattan bizi koparan ve hastalıklı boyuta ulaşan bir bağımlılık gibi hayatımızı olumsuz etkileyebilir. Böyle sorunlar yaşayan aileler, çocuklarına genellikle tepkisel yaklaşmakta ama tepkisellik bazen olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilmekte. O yüzden bu konuya eğer aile içinde normal bir iletişim kanalıyla çözemiyorlar ise uzman bir psikiyatriste veya psikoloğa başvurmalarını şiddete tavsiye ediyoruz. Burada objektif bir değerlendirme ile hem sorun yaşayan gencimize veya çocuğa destek olabilmekte hem de aileye bir bilgilendirme yapabilmekteyiz. Ailelerden bu konuda gençlerin üzerine çok yoğun bir baskı kurmamaları, daha anlayışlı ve çözüm odaklı olabilmelerini istiyoruz”