İnternet ortamı, bilgi paylaşımı yapmak için gerçekten kusursuz bir araç, ancak bulduğumuz her haber kaynağının doğruluğundan emin olmamak ve bu kolaylıklar arasında bilgiler için hiçbir beyin aktivitesi göstermemek büyük dezavantajlar olabilir.
İnternet, insan beynin çalışma şeklini değiştirerek; daha tembel, daha kolaycı bir kimliğe bürünmemize neden oldu. Bu değişikliğin en temel kaynağı olarak, birkaç tuşa basıp bütün bilgileri edindiğimiz Google’ı gösterebiliriz.
Araştırmacılar internetin, beyin aktivitesinde nasıl bir değişikliğe neden olduğunu anlamak için bir test yapmaya karar verdiler. Trivia oyunundaki zor soruların beynimizde internet ile ilgili kavramların otomatik olarak etkinleştiğini fark ettiler. Cevabı bilinmeyen sorularda akla ilk gelen şeyin Google olduğu anlaşıldı. Tıpkı bir saati ya da gözlüğü kaybettiğimizde, içimizde derinlerden gelen telefonla çaldırma isteğinde olduğu gibi. 2009 yılında yapılan bir çalışma, aynı anda birden fazla medya türü ile yoğun bir şekilde uğraşan kişilerin; standardize edilmiş durumlarda daha kötü performans gösterdiği gözlemlenmiştir.
Google, sadece beynimizin çalışma şeklini değil; hafıza alanını da oldukça etkiliyor. Zaten kayıtlı olduğu için şifrelerimizi aklımızda tutmuyoruz ya da bir bilgiyi Google’da aynı aramayla tekrar bulabileceğimiz için öğrenmeye çalışmıyoruz. Bilgiyi ve onu nerden bildiğimizi değil nereden ulaşacağımızı aklımızda tutuyoruz ve yeterli olduğumuzu düşünüyoruz. Soruların cevaplarını internetten bulduktan sonra, problem çözme yeteneğimizin çok iyi olduğuna inanabiliyoruz. İnternet erişimi olmayan kişilerden daha aktif bir beyne sahip olduğumuz konusunda da oldukça ısrarlı bir tavır sergilememiz de bu yüzden.