Geçtiğimiz günlerde Pal FM’de Kaan Gökman’a konuk olan İrem Derici; samimi açıklamalarıyla programa damga vurdu. Sağlık durumundan, aşk hayatına, Yıldız Tilbe albümünde okuyacağı şarkıya kadar her şeye içtenlikle cevap verdi.
BENİMLE İLGİLİ PAYLAŞILAN FOTOĞRAFLAR GERÇEĞİ YANSITMIYOR!
KAAN GÖKMAN: Ciddi bir sağlık problemi yaşadın. Sosyal medyada sağlık durumunla ilgili çok şey yazıldı çizildi, ne diyeceksin bu konu ile ilgili?
İREM DERİCİ: İş temposu dediğimiz bir şey var sende biliyorsun yani şehir şehir gezip.. Ne ara uyuyacağız, ne ara sahneye çıkacağız, ne ara özel hayatımıza bakıp ailemizle ilgileneceğiz? Kendini geliştirmek diye bir şey var… Sinemaya gitmek, arkadaş ortamında iki lafın belini kırmak… Ben aşırı çalışkan ve aşırı hırslıyım hepsi üst üste bindi. Göründüğü gibi değil 49 kilo falandım. Benimle ilgili paylaşılan fotoğraflar gerçeği yansıtmıyor. Orada art niyetli bir oynama yapılmış. Öyle bir şey yok. Fotoğrafta kaburgalarım gözüküyor! Hayatım boyunca uğraşsam olmaz öyle. Ama birde şöyle bir durum var. Bu sadece bizim basınımızda olan bir şey değil dünya bunun üstüne yürüyor. Bende o işi yapsam hangi başlık daha çok dikkat çekecekse ya da hangisi daha çok ekmek yaparsa bende oradan giderim hani başarıya giden her yol mubahtır kafası.
BEN HERŞEYİ ABARTILI YAŞIYORUM
KAAN GÖKMAN: Magazincilerin böyle davranmasından rahatsız oluyor musun? Çünkü seninle ilgili her şeyi abartıyorlar gibi.
İREM DERİCİ: Hayır… Aslında herkesin ki abartılıyor ya da ben her şeyi abartılı yaşıyorum. Her şeyim dilimde çünkü… Ben hiçbir şeyi gizlemiyorum. Beş senedir hep kendimle uğraştım hiç kimseyle polemiğim yok, hep kendimle uğraşırım, dalga geçerim sonra keyfime bakarım. O yüzden sanırım insanlar biraz daha rahat bu konuda. Şikayetçi değilim sonuçta çokta değer verip çokta endişelendiler.
İLKOKULDA DELİ GİBİ DAYAK YEDİM!
KAAN GÖKMAN: Bu kadar hit şarkıyı arka arkaya yapabilmek, her birinde çıtayı yükseltmek, beş yıl gibi kısa bir sürede bunu başarabilmek herkesin yapabileceği bir şey değil!
İREM DERİCİ: Ben sana yemin ediyorum bu şımarıklıkla gecelere mi akayım? Ya valla bende şans faktörü de var. Uzun zamandır çalıştığım insanlar sektörün yapı taşları, asla çalıştığım isimleri bırakmam, ilk okul birden itibaren deli gibi dayak yerdim. Annem babam yalvardı “farklı okula alalım seni” diye “hayır” dedim “burada bitireceğim”. Çünkü bende kök salma var. Şimdi önüne bir cv geldi; biri asistan olmak istiyor. Baktığında on sene boyunca aynı kurumda çalışmış olması mı sana güven verir yoksa seksen altı kurum gezmesi mi? Valla maşallah diyelim beş senedir ekibimiz aynı tıkırında şahaneliğinde çok çalışıyoruz hepimiz çok çalışıyoruz.
PROTOKOLDE OTURUYORUZ DİYE EĞLENMEYECEK MİYİZ?
KAAN GÖKMAN: Senin kadar özgüveni yüksek kıpır kıpır bir başka sanatçı yok… Bir gün Harbiye’de konsere gittik,birisi böyle önde bağırıyor, çırpınıyor. “Kim bu?” dedik. Bir baktık ki İrem Derici… Orada bunu başka bir sanatçı yapmış olsa çok iğreti gelebilirdi ama nedense sen yaptığın zamanlarda bize komik, eğlenceli, daha keyifli geliyor.
İREM DERİCİ: Hepimizin içinde hoplamak, zıplamak isteyen insan var. Şimdi protokol en ön diye içlerinde fırtına kopmasına rağmen; herkes o oturduğu koltuğun vermiş olduğu ağırlıkla böyle donup kalıyor. Hadi oradan… Konsere geldik, eğlenmeye geldik, rakip olabiliriz ama benim canım kadar sevdiğim bir hatun sahneye davet etti beni beraber şarkı söyledik…
BAZI ŞEYLER DENK GELEBİLİYOR HAYATTA
KAAN GÖKMAN: Senin şarkıları çıkarma zamanlamanda çok enteresan. Eşinden ayrılıyorsun “Evlenmeliyiz” çıkıyor, tesadüf mü yoksa mesaj mı?
İREM DERİCİ: Albüm çıkmadan altı ay önce kendi kafamda kararlaştırmıştım hangi şarkıya klip çekeceğimi. Denk gelebiliyor bazı şeyler. Albüm çıktı. “Dantel”e klip çektik. İkinci klibin “Evlenmene Bak” olacağını önceden söylemiştim. Çünkü kendi çevreme dinlettiğimde “Evlenmene Bak”ın Dantel’den daha büyük bir hit olduğunu söylediler. Çok bizden sözler, eğlenceli… Konserlerde ben o şarkıyı girdiğim zaman deli gibi çığlık başlıyor ve benim ikinci kez 100 milyonu geçen videom oldu. Daha sonra seçtiğim şarkı “Dur Yavaş”… O da geçti yüz milyonu. Bazı şeyler denk gelebiliyor hayatta.
ARADA TUTMAYAN ŞARKILARIM OLUYOR ÖRNEĞİN “BANA HİÇ BİR ŞEY OLMAZ”…
KAAN GÖKMAN: Türk insanının müzikal kimyasını çözdün mü?
İREM DERİCİ: Hayır. Bunu hiç kimsede çözdüm diyemez. Ama her şarkım çok iyi dinlenme oranı yakalıyor. Arada tutmayan çalmayan şarkılarımda var yani. Örneğin ilk girdiğimde çalan şarkı : “Bana Hiç Bir Şey Olmaz”.
3.YILIMDA BU KADAR HİT ŞARKI YAKALADIĞIM İÇİN KAYGILIYIM! HER HİT ŞARKI SONRASINDA “BALTAYI TAŞA VURDUK BUNDAN SONRA NE YAPACAĞIM BEN” DİYORUM…
KAAN GÖKMAN: Peki nasıl hissediyorsun? 100 milyonu aşan inanılmaz bir başarı, her sanatçının istediği şeydir bu.
İREM DERİCİ: Kaygı yaratıyor, tasa yaratıyor. Çünkü ben kariyerimin 3. Yılında bunu yakaladım. Ondan sonra hep üstüne koymak istiyor insan ama olmuyor yani hani her şarkıcının bir tane en hit yaptığı nokta vardır. Ajda Pekkan deyince “sardı korkular” diye girersin hani Tarkan deyince de “Şıkıdım”, “Unutmamalı” diye ilk olarak en vurucu olduğu yerler ve hala da konserde en çok istenen şarkılar. Ben 3. Yılımda bunu yaşayınca dedim ki “baltayı taşa vurduk bundan sonra ne yapacağım”. Çok zor çünkü onun altına düşünce bir ego tatmin olmaması durumu oluyor.
SAHTE YOUTUBE TIKLANMASI ALACAĞIMA BİR KURUMA YARDIMCI OLURUM
KAAN GÖKMAN: Türkiye’de 500 milyon tıklanma sayısı normal mi yoksa anormal mi?
İREM DERİCİ: Hiç beni alakadar etmiyor. Biliyorsun etliye sütlüye dokunmam. Sadece şunu söyleyebilirim kendi adıma - çünkü bana da lafın ucunu dokunduranlar olabilir ama yerlerde olan rakamlarımda var yani- benim zaten hayatımda sağa sola elim açıktır ama kendime o kadar çok pintiyimdir ki gidip sahte youtube tıklanması satın alacağıma bir kuruma yardımcı olurum. Çünkü sonuçta günün sonunda konserde en tutmadı dediğim şarkıda nakaratta, mikrofonu kalabalığa uzattığında o 100 bin kişi eşlik ediyorsa gerisi fasa fiso. Bana saçma geliyor, kimse şapşal değil. Dinleyici bizim velinimetimiz. Onlar zaten hepimizden akıllı, bunun tartışmasını da yapmaya gerek yok. Herkes istediğini yapsın. Bende işime para harcıyorum ama bu şekilde değil. Bir Altın Kelebek performansı tasarlıyorum kendi kafamda; kapılarını çalıyorum “bu sene ben sahneye çıkmak istiyorum, her şeyi ben yapmak istiyorum” diyorum ya da yeşil beyaz ekranda klip çekmek yerine diyorum “ Hadi çocuklar Amsterdam’a gidiyoruz”.
ARKAMDA DAĞLAR GİBİ BABAM VAR!
KAAN GÖKMAN: Her başarılı erkeğin arkasında bir kadın var derler ama her kadının arkasında da bir erkek vardır. Şimdi erkeklerinde hakkını yemeyelim senin de arkanda kim var ya da var mı?
İREM DERİCİ: Valla dağlar gibi babam var. Ama öyle dedikleri gibi zengin reklamcı falan değil adamlığıyla fikriyle zikriyle... E şimdi “Kalbimin Tek Sahibi”ne beni uçuran bir şarkıdır, bugün beni 80 milyon tanıyorsa o yüzdendir... Bütün prodüktörler “tukaka yapmayalım onu” falan dediler ama babam “bu şarkı “Samanyolu” gibi bir şey olacak yıllar içerisinde” dedi o yüzden işte her başarılı kadının arkasında bir erkek deniyorsa evet fikriyle zikriyle, aklıyla bana açtığı yollarla babam var. Onun haricinde de Doğukan’dır Cengiz’dir…
KLİPLERİMİ BABAMA İZLETİRKEN UTANIYORUM!
KAAN GÖKMAN: Peki babana her şarkıyı dinletiyor musun? Onun yorumunu alıyor musun?
İREM DERİCİ: Alıyorum ama bazen de “tamam be bende biliyorum onları bunları” diyorum. Mesela bu “Bazı Aşklar yarım Kalmalı”yı aldıktan sonra dinlettim ona. “Aferin öğrenmişsin benden bir şeyler, harika şarkı yürü” dedi. Babam kliplerime de karışmaz. Ama bazı yerler var babama izletirken nasıl utanıyorum; baba yani sonuçta! “baba rol icabı falan filan” diyorum. Ama en çok Evlenmene Bak klibini sever.
BU SEKTÖRDE BENİ 20 YILDIR OLANLARLA ANIYORLAR!
KAAN GÖKMAN: Peki şimdi bir ses yarışmasına katılmıştın. Orada tahmin edebiliyor muydun Türkiye’nin en popüler seslerinden biri olacağını?
İREM DERİCİ: Ben ilk şarkımdan da böyle bir şey beklemiyordum zaten oda tutmadı. Ama kısa sürede yürü ya kulumu aldım yukardan bu kadarını kimse tahmin edemezdi. Çünkü bugün bu sektörde 20 yıldır olanlarla anıyorlar beni. O yüzden sadece şansta diyemem, sürüden ayrı da bir duruşum oldu benim, çokta çalıştım. Gece bir yerden çıkarken hiç sadece “iyi akşamlar” deyip gitmedim. Hatta geçen gün anlattım; kar altında ellerinde 40 kilo kamerayla adamlar benim çıkmamı bekliyorlar, ne münasebet ben orda oturuyorum diye hemen çıktım “arkadaşlar gelin yapalım burada röportajımızı atalım başlığımızı sonra devam” deyip röportajı yaptım.
İLGİ ODAĞI OLMAK KONUŞULMAK HEP HOŞUMA GİDİYORDU!
KAAN GÖKMAN: Popüler olmaktan korktun mu? Çünkü çok ani çıktın.
İREM DERİCİ: Korkmadım çünkü ben beş yaşından beri -okula başladığımdan bu yana- o popülerlik olayını, ilgi çekmeyi hep seviyordum, ne biliyim psikologlar bunu nasıl değerlendirir ama ilgi odağı olmak, konuşulmak hep hoşuma gidiyordu. Açık açık bunu söyleyebilmekte bir meziyet. Hep sevdim bunu.
DIŞARIDAN ÇOK İTİCİ BİR TİPİM BUNUN FARKINDAYIM!
KAAN GÖKMAN: Parmakla gösteriyorlar mıydı seni okuldayken?
İREM DERİCİ: Beni direkt ayak parmağıyla gösteriyorlardı. Yani güzel bir duygu, bazen yanlış haber bile güzel… Demek ki senin bir değerin var. Ama bu sosyal medya var ya hepimiz diyetisyeniz, modacıyız, hepimiz DJ’iz… Dışardan çok itici bir tipim bunun farkındayım.
SERT BAKIŞLI BİRİYİM BARBİ BEBEK DEĞİLİM!
KAAN GÖKMAN: Tekrardan geçmiş olsun sana. İnsanlar böyle gerçekten zor zamanlarda kırgınlıklar yaşayabiliyor. Sağlığınla ilgili problem yaşadığın dönemde ne değişti senin için?
İREM DERİCİ: SAĞLIK hayatın en önemli şeyiymiş ve yüz yüze görüşmediğim aynı sektörde olduğum bir çok kişi beni göremeyeceklerini bildikleri halde ziyaretime geldiler. Daha basın duymadan, bazıları hani şey diyebilir buna “o da orda kendini göstermiş” Hayır! o kadar “Aman Allah’ım ne kadar güzel insanmış” dediğim kişiler oldu ki... Ben küçükken de çok düşünürdüm bizim okul Teşvikiye Camii’sinin yanındaydı. Hiç unutmuyorum ortaokulda bir gün bir rahmetlinin cenazesi… Acaba dedim “benim cenazem nasıl olur?” Çünkü dışardan baktığın zaman sert bakışlı biriyim barbi bebek değilim sonuçta. Konuşmalar da argo e öyle biri olunca da diyorlar ki” kadın dediğin söyle olur böyle olur”. O yüzden “bir ailen gelir, 50 kişi olursak iyi” derdim. Tabi bu çok sağlıksız bir düşünceymiş ne çok seven varmış beni ya…
KAAN GÖKMAN: Popüler bir sanatçısın sonuçta. O isimler popüler bir sanatçı olduğun için mi geldiler yoksa seni çok sevdikleri için mi bunu hiç düşündün mü ?
İREM DERİCİ: Bunu hep düşünüyorsun aslında. Biraz daha kuşkucu yaşamaya başlıyorsun. Kimseye güvenmeyeceksin bu devirde. Ama hastalığım döneminde yanıma gelenler çok samimiydiler.
BEKARLIK SULTANLIK DEĞİLDİR!
KAAN GÖKMAN: Son zamanlarda aşk hayatın sahnelerin kadar başarılı gitmiyor. Bekârlık sultanlık mıdır ne diyorsun?
İREM DERİCİ: Yok be değil. KENDİMİ KANDIRIYORUM BAZEN HAYDİ GÜZELİM BEKAR GEZELİM DİYE ama yok be öyle sultanlık bir durum yok.
DUYGUSAL ANLAMDA UÇLARDA YAŞAYAN BİRİYİM!
KAAN GÖKMAN: Bu arada senin sevgilin olmakta zordur ya… Senin tempona katlanmak… Yani öyle bir adam olacak ki ya seninle gelecek sürekli ya da senin kadar yoğun olacak…
İREM DERİCİ: Herkesin kendi hayatı olacak, herkes kendi işinde son derece çalışkan olacak. Bu hayattaki tek sevgi ailemiz ve olursa bir gün evlatlarımız. Yani onun haricinde hiç kimse vazgeçilmez değil… Programlı yaşayan öyle biri olmadım, çok uçlarda yaşayan bir kadınım duygusal anlamda…
AŞK DEDİĞİN ŞEY 3 YIL SÜRÜYOR!
KAAN GÖKMAN: Peki iş mi aşk mı daha önemli senin için?
İREM DERİCİ: İŞ ya maalesef İŞ… Aşk dediğin şey 3 yıl sürüyor! Bunun için kitaplar falan da yazıldı. Diğer türlüsü saygı, sevgi, dostluk faktörleri giriyor. Fakat aşk mı iş mi diye soruyorsun ya. Ben her şeyden çok işime aşığım bu hayatta…
YILDIZ TİLBE PROJE ALBÜMÜ İÇİN BANA KİMSE ULAŞMADI BEN İSTEDİM BU ALBÜMDE OLMAYI!
KAAN GÖKMAN: Mustafa Ceceli’yle bir düet projen vardı. Yıldız Tilbe’nin albümünde de bir şey vardı? Okudun mu yoksa okuyacak mısın?
İREM DERİCİ: Okudum fakat tekrar okuyacağım. Çünkü Yıldız Hanım o kadar albümüne emek veriyor ki anlatamamam. Selim Çaldıran yapıyor albümün arenjelerini. O da çok zamandır uğraşıyor bu iş için. Okuyacağım şarkı “Bin Dereden Su Getirsen”… Ben onu sahnede okuyordum zaten. Çok sevdiğim bir şarkıydı. Bana kimse ulaşmadı ben istedim bu albümde olmak….