Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçişin tescillendiği bir seçimden çıktık.
Artık parlamenter sistem mi, cumhurbaşkanlığı sistemi mi, başka sistem mi tartışmasının hiçbir anlamı kalmadı.
Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi yerli yerine oturdu ve milletin de onayından geçti.
Sistem ilk ortaya çıktığında savunanlardan birisiydim.
Neden savunduğumu hem yazılı olarak, hem de sözlü olarak çok anlattım.
Sistemin getirisinden çok, sistemin kime, kimlere nasıl bir şans tanıdığına dikkat çekmiştim.
Türkiye’de eski sistemde, parlamenter sistemde işinizi iyi yapıyor olmanız ülkede o işin bakanı olmanız anlamanı gelmiyordu.
Hatta mevcut siyaset sisteminin yoğunluğu, keşmekeşliği ve hırsı içinde kazara ortaya çıkmanız bile çok ama çok ağır eleştirilere neden oluyordu.
Siyasetin içinde şu kadar, bu kadar süredir var olduğunu, ta başından beri var olduğunu, neler neler yaptığını iddia ederek partisinden haklı ve haksız makamlar, mevkiler, görevler bekleyenlerin söylediği sözü hatırlayın, “Bu partiye ömrümü verdim”
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle, bir şeye çok zaman ayırmanın, bir şeyin ilk başında olmanın siyasette bir kazanım hakkı olduğunu düşünen, siyasetin görevlerinden herhangi birisini hakkı olduğunu düşünen zekâlardan kurtuldu Türkiye.
Daha önceki yazımda da bahsetmiştim parlamenter sistemde bakan olabilmek için nelerin içinde olmanız, neleri söylememeniz, neleri yapmanız, ne yalanlar söyleneniz, ne kul hakkına girmeniz ve ne egolar içinde olmanız konusunda.
Türkiye Cumhuriyeti’nin millet tarafından doğrudan seçilmiş 13. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, akşamın ilerleyen saatlerinde, küçüklerin uyuduğu, büyüklerin keyif saatte kamuoyunun karşısına çıkıp Türkiye Yüzyılı’nda birlikte görev yapacağı bakanların ismini tek tek açıkladı.
Bir kaçını ismen, yaptıkları işten dolayı siyasetin dışında tanıyor olsa da, dikkat ettiyseniz birçoğunun ismini de ilk defa duyduk.
İşlerini iyi yaptığı konusunda toplum olarak hem fikir olduğumuz Sağlık Bakanı, Kültür ve Turizm Bakanı’nı ise ayrı tutuyorum.
Yeni kabine görev yapacak olan bakanlar evlerinin balkonunda otururken bakanlık teklifi almış insanlar olmadığı konusunda hem fikir isek, bu insanların yurt içi ve yurt dışı ülkeye, millete faydalı işlerde çok başaralı oldukları, yaptıkları işi de hakkıyla yaptıklarını kabul etmemiz gerekiyor.
Siyasetin içinde yürüyerek, bir yerlere gelmek bataklık içinde yürümek gibidir.
Ya batarsınız, ya çıkarsınız.
Batmanız veya çıkmanızın ise yaptığını işin iyi veya kötü yapmanızla ilişkisi de olmayabilir.
Hatırlayın ülkeyi ekonomik krizden kurtaracak diye Amerika’dan getirilenlerin yeni krizler yarattığı dönemleri.
Hatırlayın ülkeyi barıştıracak diye başa getirilip, yeni krizlerin ortaya çıktığı dönemleri.
Türkiye’de yaşayan, Türkiye’de çalışan, yaptığı işte başarılı olan, başarılı sonuçlar alan, daha da imkân tanınsa daha da başarılı olacak insanların varlığını kabul ediyorsak şunu da kabul etmemiz gerekiyor:
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Türkiye’de başarı gösteren insanların daha büyük başarılarla yoluna devam etmesi için milyonda bir de olsa bir şans!
Mutlu hafta sonlarınız olsun.
Türkiye Yüzyılı hayırlı olsun!