Mart ayında bir normalleşme beklentisi oluştu artık.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mart ayının ilk haftalarında diyerek yaptığı açıklamaya bağlı olarak.
Peki, nasıl bir normalleşme olacak?
Mesela, akşam 21’den sonra evlerimizden çıkabilecek miyiz?
Mesela, hafta sonu evden çıkıp, kırlara, deniz kenarına, parklara, bahçelere gidebilecek miyiz?
Mesela, bir kafede oturup bir fincan kahveyi, iki güzel söz ve gözle birlikte içebilecek miyiz?
Bütün bu soruların cevabı hem evet, hem hayır!
Evet, olacak çünkü nüfus yoğunluğuna göre vaka sayısı belirgin şekilde azalan ilçelerde, salgın tehlikesinin seviyesine bağlı olarak bu kısıtlamalar değişik oranlarda kaldırılacak.
Yani 200 bin nüfusu olan ilçenin yaşayacağı kısıtlamalar, nüfus milyonları geçen şehirlerin yaşadığı kısıtlamalarla aynı olmayacaktır.
Bu durumda en başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere büyük şehirlerde kısıtlamalar bir süre daha olduğu gibi devam edeceği gerçekliği var.
Büyükşehirlerde yaşayıp, Mart geliyor diye sevinip, tedbirleri günler öncesinden elden bırakanlar, normalleşmeyi belki de gönümüzdeki yılın Mart ayında görebileceklerini farkında olmaları gerekiyor.
Büyük başın derdi büyük olur.
Ama büyükşehirlerde yaşayan insanlar, tedbirlere daha sıkı sıkıya bağlı olacak kadar büyük zekâya sahip olsalar, büyük başlarını normal hayata sokabilirler.
Hala büyükşehirlerde polisin, jandarmanın, bekçinin kimlik sorup, ‘Kısıtlamada neden dışarıdasınız?’ ‘Maskeniz nerede?, ‘Toplu olarak hareket etmeyin’ diyerek kontroller yapıyorsa, bu şehrin büyük olmasının değil, insanların beynini küçük olmasıyla alakalı bir sonucu da beraberinde getiriyor demektir.
Bazı insanların değil bir maske iki, üç maske taktığı, temizliğine ve mesafesine dikkat ettiği büyük şehirlerde, normal olmaması gereken normalleşmeyi kendi kafalarında yaşamaya başlayanlar maalesef herkesin normal yaşantıya dönmesine de engel oluyorlar.
Bir süre sonra normal yaşamak isteyenlerin, normalleşen yerlere göz etmeye başladığını görürsek hiç şaşırmayacağım.
Bir süre sonra normalleşmeyenlerin, virüsün mutasyona uğramış haliyle de mücadele etmek zorunda kaldığını görürsek de şaşırmayacağım.
Virüs bizden kaçmıyor, biz virüsün üstüne üstün gidiyoruz!
Ölünce üstümüzde virüs kalıyor.