İspanyol uzmanlara göre 2100 yılında Avrupa ve Türkiye’de denizsuyu seviyesi yarım metreden fazla yükselecek.
Küresel iklim değişikliği konusunda dünyanın saygın kurumlarından kabul edilen “İklim haberleri Ağı”, Bask İklim Değişikliği Merkezi’nin araştırma sonuçlarını açıkladı. Araştırmaya göre İklim değişikliğine bağlı olarak İstanbul ve İzmir’in de aralarında bulunduğu toplam 19 Avrupa kıyı şehri risk altında.
İspanyol araştırmacıların, iklim değişikliğinin kıyı kentlerindeki potansiyel ekonomik etkilerini incelediği modele göre, 2100 yılında 19 büyük Avrupa şehrinde ortaya çıkacak ve yıllık hasar 40 milyar doları bulacak. İstanbul ve İzmir’de ise yıllık ekonomik kayıp 15 milyar dolar seviyesinde olacak. Araştırmaya göre İstanbul ve İzmir’in iklim değişikliğinden en çok etkilenecek kentler arasında. Öyle ki; iklim değişikliği nedeniyle yükselecek olan deniz suları 2100 yılında 19 Avrupa kentini olumsuz etkileyecek ve toplam 40 milyar dolarlık bir hasara neden olacak.
ÖNLEM ALINABİLİR
Söz konusu araştırma sonuçlarını Milliyet’e yorumlayan Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi öğretim üyesi Prof. Dr Levent Kurnaz ise 2100 yılında deniz suyu seviyesinin 65-70 santimetre civarında yükselebileceğini belirtierek şunları söyledi: “Bugün ve 2030’da çok fazla etkilenmiyor gibi görünsek de 2050 ve sonrasında bu iki büyük kıyı kentimiz deniz seviyesindeki artıştan önemli biçimde etkilenmeye başlayacak. Önlem alabilmek için yeterli süre var, bu iyi haber. Ancak kötü haber, araştırmada sadece deniz seviyesindeki yükselmenin getireceği problemlerden bahsedilmesi. İklim değişikliğinin su kaynaklarına, aşırı yağışlara ve kuraklıklara etkisi ile yaratacağı sorunlar kapsam dışında tutulmuş. Bu nedenle sözü edilen bu korkunç rakamlar buzdağının su üzerindeki kısmı gibi duruyor.”
FELAKET SENARYOSU
Prof. Dr. Kurnaz, 2100 yılındaki senaryonun İstanbul ve İzmir için adeta felaket olabileceğini de ifade ederek,
“Unutmamamız gereken konu, bu makalenin kaynağı Uluslararası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) raporlarına dayanılarak hazırlanmış olması. IPCC raporları ise aslında olası en iyimser senaryoyu yansıtır. Yani 2100 yılında İstanbul ve İzmir’de deniz seviyesindeki önlem almamız gereken artış 65-75 santimetrenin kat kat üzerinde de olabilir. Atmosfer sıcaklığının artması binlerce yıldır varolan dengeleri bozdu. Buna neden olan biz insanlarız. Hızlı nüfus artışı, sera gazı salınımı, ama en önemlisi de karbondioksit gazındaki salınım artışı atmosferin ısı dengesini etkiledi. Kömür, petrol, doğalgaz tüketimi arttıkça atmosfer sıcaklığı arttı ve dünyanın ısı dengesi bozuldu. Türkiye’nin 1985-2035 yılları arasındaki kıyaslama modelinde yaz ayları için ortama 2 derece sıcaklık artışı söz konusu” diye konuştu.
CİDDİ RİSK
İklim araştırmacısı Devin Bahçeci de İstanbul ve İzmir’i bekleyen tehlike için şu bilgileri verdi: “Nüfusu beş milyondan fazla olan üç mega şehirden ikisi bir kıyı şeridinde bulunuyor. Ayrıca bu şehirler, giderek büyümeye devam ediyor. Başta İstanbul, Barselona, Londra ve Kopenhag olmak üzere, Avrupa’daki büyük şehirler deniz kenarında kurulu ve iklim değişikliği yüzünden yükselecek olan deniz seviyesi tehdidi ile yüz yüze. İncelenen 19 şehir arasında İstanbul ve İzmir de bulunuyor. İklim değişikliğinin etkileri arttıkça, deniz seviyesindeki yükselme ve iklim kaynaklı afetler, kasırgalar, fırtınalar, seller nedeniyle ekonomik hasarın artacağını hesaplayan araştırma, Türkiye’deki iki büyük şehrin, ciddi ekonomik risk ile karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya göre, İstanbul ve İzmir iklim değişikliği yüzünden en çok mali kayba maruz kalacak ilk üç şehir arasında. İstanbul, 2030 yılında, yıllık ortalama 201 milyon dolar hasar ile yüz yüze kalacak. Bu rakam, 2100 yılında yıllık 10 milyar dolara kadar çıkıyor. İzmir’de de benzer bir durum gözleniyor. İzmir 2030 yılında iklim değişikliği yüzünden yıllık 132 milyon dolar kayıp yaşayacak. Bu rakam 2100 yılında 6 milyar dolara çıkacak.”
ANLAMAK GÜÇ
Prof.Dr.Cemal Saydam (Hacettepe Çevre Mühendisliği Bölümü): “İklimi ve iklim değişikliğini anlamak için en 10 bin yıllık sürelerin incelemeye alınması gerekiyor. Elimizdeki verilere göre 10 bin yıl dönemde ne yaşandığını anlamak çok güç. İklim değişiminin olduğunu biz de araştırmalarından anlıyoruz. Ancak Türkiye bu değişiminde neresinde henüz tam kesitirimler yapmak çok güç.”