31 Mart 2024 yerel seçimlerini hatırlamıyorum diyeniniz var mı?
Hatırlatalım!
Siyasi partiler ve siyasi partilerin belediye başkan adayları açısından çok çatışmalı, çok karışık, çok heyecanlı, çok şaşalı, çok çetin, çok laflı, çok sataşmalı geçti!
Sakin geçiren, düşünen, karar veren ve doğal hakkı olarak oyunu kullanan seçmenler yani bizler açısından gayet normal geçti.
Beş yılda bir olan seçme hakkımızı kullandık.
Bir çok alternatif içinde oyların çoğunluğunu kazananı da belediye başkanımız olarak, oy verelim veya vermeyelim kabul ettik.
Çalışmalarına başla!
Hizmet etmeye başla!
Geliştirmeye başla!
Projelerine başla!
Sözlerini yerine getir!
Dedik!
Önceki gün Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal da işte bu 31 Mart seçim süzgecinden geçen belediye başkan adaylarından birisiydi.
Belediye Başkanı olduğunda; Bayraklı'da yaşayan, ona oy veren veya vermeyen herkesin beklentisi de seçimlerde oy kullanan seçmenlerden hiç de farklı değildi.
Aradan 8 ay geçti, sonuç!
Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal, sonucu kendi ağzından, kendi sözleriyle, kendi cümleleriyle itiraf etti;
"Bayraklı Belediyesi 8 aydır bir çivi bile çakamadı!" dedi.
Nalbur tanıdığım arkadaşımla konuştum, Başkan Önal'a bir çuval çivi paketlettirdim, Bayraklı'da bir yerlere çaksın diye.
"Ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız!" dedi.
Yorgancı esnaf kardeşimle konuştum, Başkan Önal ve belediye çalışanları için ayrı ayrı yorgan diktirdiğimizde maliyet ne olur diye.
Bu belediyede göreve başlarken "belediyeyi birlikte yöneteceğiz’" dedi.
Bayraklı'da yaşayan arkadaşlarımla konuştum, belediyenin bütün batmış hallerinden dolayı borçlarını ödemek için kampanya başlatalım diye.
"En temel önceliğim çalışan arkadaşlarımın maaşlarını ödemek ve hizmetleri yapmak" dedi.
Belediye çalışanı emekçi kardeşlerimle görüştüm, biraz maaş almayın, parasız çalışın diye.
"Yeni yaptığımız park, yol, kaldırım yok!" dedi.
Hafriyat işleriyle uğraşan dostumla konuştum, Bayraklı ilçesine başka ilçelerden sökülen, atılan, atıl durumda kalan parklar, yollar, kaldırımlar hibe edilsin diye.
"Sigorta ve vergi borcunu ödersem maaş ödeyemeyeceğim!" dedi.
Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda çalışan memur arkadaşla görüştüm, sigortaları almayın, vergi borçlarını affedin, Bayraklı Belediyesi batmasın, Türkiye Cumhuriyeti batsın diye.
"Ticari olarak satacağımız 1 metrekare yerimiz yok!" dedi
Bayraklı'da tapusu olan vatandaşlarla konuştum, evlerinizi boşaltın, çadırlarda yaşayın, evlerinizin olduğu yeri belediyeye bağışlayın diye.
"Kendinizi benim yerime koyun" dedi.
Kendimi Bayraklı Belediye Başkanı İrfan Önal'ın yerine ciddi ve ciddi koydum.
"Niye Belediye Başkanı oldum ki?" dedim.
"Belediyenin bu halini niye düşünemedim ki?" dedim.
"Evimde de sıcak odam var, koltuğum var, kahvem var" dedim.
"Masama da pirinçten 'Belediye Başkanı' tabelası yazdırmak da çok pahalı değil" dedim.
İstifa ettim!
Vesselam!