Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, İsveç'te Türkiye'nin Stockhom Büyükelçiliği yakınında Kur'an-ı Kerim yakma provokasyonuna tepki gösterdi. Fahrettin Altun açıklamasında, “İsveç, Türkiye'ye karşı nefret dolu provokasyonları önlemek ve İslam'ı hedef alanlarla mücadele etmek için derhal harekete geçmeli. İsveç makamları ifade ve toplanma özgürlüğü gibi bahanelerin arkasına saklanamaz. Sözde protestocular, Türkiye'ye ve İslam'a karşı nefret tohumları ekmeye kararlı provokatörlerden başka bir şey değil. İsveçli yetkililer, Türkiye ile olan ilişkilerini zehirleyerek İsveç'in NATO üyeliğini engellemeyi amaçlayan terör grupları olduğu gerçeğine uyanmalı. Türkiye'nin İsveç Büyükelçiliği önünde düzenlenen sözde "protesto", terör örgütü PKK'nın örgütlü propaganda faaliyetlerinin bir başka örneğidir. Bu da İsveç'in NATO'ya katılmadan önce terörizm konusunda Türkiye ile iş birliği yapması gerektiği konusunda ısrarımızı haklı çıkarıyor. PKK yıllardır Avrupa ülkelerinde özgürce dolaşarak ülkemize karşı terörist faaliyetler için militan ve para topluyor; Avrupa başkentlerinde de ifade özgürlüğü adı altında Türkiye aleyhine propaganda yapıyor. Avrupa hükümetlerinin kendi topraklarında PKK'nın yürüttüğü organize terör faaliyetleri gerçeğini fark etme zamanı çoktan geçti." diye konuştu.
İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti: "Kürt siyasi aktivizmi ile PKK'nın terörist faaliyetleri arasında net bir ayrım yapmaları gerekiyor. Türkiye, Avrupalı ve NATO müttefiklerimizin ulusal güvenliğimize ve ülkemize yönelik terör tehditlerini dikkate almaları konusunda ısrar etmeye devam edecek. Bugün planlananlar gibi sözde “protestoları” toplanma ve ifade özgürlüğünün bir parçası olarak değerlendiremezler. İsveç makamlarını, büyükelçiliğimizdeki personelimizin güvenliğini sağlamaları konusunda bir kez daha uyarıyoruz. Ayrıca bu olayı düzenleyenleri de araştırmalı; bu kişilerin gerçek bağlantılarını ve ülkemize karşı amaçlarını ortaya çıkarmalılar. İsveç makamları ulusal güvenlikleri konusunda ciddiyse ve buna istinaden NATO'ya katılmak istiyorlarsa, Türkiye gibi NATO müttefiklerinin güvenliğini de önemsemeleri gerekir. Türkiye kırk yılı aşkın süredir terör gerçeğiyle uğraşıyor. Avrupa, ülkemize yönelik terör faaliyetleri için önemli bir kuluçka alanı olmuş durumda. Bu ülkelerden herhangi biri bizimle gerçek bir diyalog ve verimli bir ilişki istiyorsa buna son verilmeli.”