En süslü cümleler, en etkin reklam stratejileri, en yüksek bütçeli P&R çalışmaları bile bu kaleyi sağlamlaştırmaya yetmez. Bunlar, önemli bir güçtür ve bir süreliğine büyük etki yaratabilir kabul, bununla birlikte süreklilik için bu kalenin içinin doldurulması şart. Aksi halde başkaları tarafından sizin için inşa edilen bu kale gün gelir başınıza yıkılır.
Ne zaman mı?
Yansıtılan kişi ve kurum imajının gerçeklikle alakasının olmadığı anlaşıldığında, ya da kişi veya şirket yansıtılan imajın içini doldurmadığında!
İletişim sektöründe 20 yılı geride bırakmış bir iletişimci olarak rahatlıkla söyleyebilirim bunu. Yaratılan olumlu itibarın sürekliliği, liderin ve kurumun gerçekliği ile doğru orantılı ilerler. İtibar yaratılması için uygulanan strateji ve öne çıkarılan kavramlar, sadece süslü söylemler ve bütçeden ibaretse bunun kalıcı bir değer olması mümkün değil.
Gerçekliği olmayan itibarın yaşam ömrü; iş ortaklarının ve kamuoyunun şirket lideri, ürün ve hizmetleri ile karşı karşıya gelip tanışması ve tecrübesiyle son bulur. Bu da sanıldığı kadar uzun sürmez. Yaşanan olumsuz tecrübe, yansıtılan algı ile gerçeğin birbiri ile uzaktan yakından ilgisi olmadığını gösterir. Bu imajı düzeltmenin maliyeti ise çok daha fazla kaynak, emek ve zaman gerektirir. Yaşatılan olumsuz tecrübenin niteliğine bağlı olarak bazen düzeltilmesi mümkün olmaz.
Bu nedenle, dış imaja yönelik yapılan her türlü iletişim, P&R, Halkla ilişkiler ve CRM çalışmalarında kişi ve kurumun gerçekliğine sadık kalmak önemlidir. Gerçeklik ne ise başta onu yansıtmak, içi doldurulamayacak vaatlerde bulunmamak, söylemlere uygun aksiyonlar alıp bunları içeride gerçekten oturtmak inşa edilen kaleyi sağlamlaştırır.
“Gerçeğin er ya da geç ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır”
Ve dünyanın hiçbir yerinde bu gerçeği ortadan kaldırabilecek yetenekte bir iletişimci yoktur. En iyi itibar, kurumun ve kişinin kendi gerçekliği üzerine inşa edilen yollarla kazanılır. Bu şekilde ilerleyen bir strateji çok kısa sürede sonuç vermeyebilir belki. Bununla birlikte orta ve uzun vadede kalıcı bir değere dönüşür.
Gerçekliği olmayan söylemler ve vaatlerle yaratılmış itibar; başkaları tarafından sizin için yaratılmış kumdan bir kaledir. Gerçek değilse ya da siz içini doldurmazsanız gün gelir o kumdan kale üstünüze yıkılır. Ve gerçek kum taneleri gibi üzerinizden, şirketinizden ve hayatınızdan temizlemek hiç de kolay olmayacaktır.
Bu nedenle yaratılan hayallerin içindeki ne kadar sizsiniz, ne kadar şirketiniz? Bunu sorgulamakta fayda var…