Elazığ ve Malatya’yı etkisi altına alan dün gece depremin sonuçları gün ışıdığında daha da çok ortaya çıktı.
Yıkılan binalar.
Enkaz altına kalan insanlar.
Onları kurtarmaya çalışanlar.
Bir an geçmiş dönemlerde yaşanan depremlere gittim aklım.
Deprem oluyordu ama arkasından neler olmuyordu ki?
Ölenlerin sayısı arttıkça artıyor, kurtarmaya çalışanların eğitimsiz çabaları, ortada kalan insanların çaresizliği.
Dün depremden daha çok, deprem sonrası yapılanlar dikkatimi çekti.
Bir anda Türkiye’nin birçok ilinden AFAD ekipleri, İtfaiye ekipleri, Kızılay ve adına yazamadığım birçok sivil toplum örgütü Elazığ ve Malatya için seferber oldular.
Gecenin bir yarısı Elazığ ve Malatya’ya yüzlerce kurtarma ekibi ve ekipmanları indi.
Gecenin bir yarısı tırlar dolusu, acil yardım ihtiyaçlarını karşılamak üzere malzeme gitti.
Eskiden deprem olduğunda, bize kim yardım edecek diye Türkiye’ye değil, Türkiye dışından geleceklere bakardık.
Başka ülkelerden uzmanlar gelirdi, insanları kurtarmak için.
Başka ülkelerden ekipmanlar gelirdi, açıkta kalanlara yardım edebilmek için.
Bir kişinin ölümüne, yaralanması dahi neden olsa deprem, depremdir ve üzcüdür.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu açıkladı, 39 kişi enkaz altından canlı olarak kurtarıldı.
AFAD Koordinesindeki ekiplerin sayesinde.
Enkazdan sedye üzerinde, elleri üzerinden kurtarılan insanları gördükçe, deprem depremde olsa, insanları yaşatmak için gösterilen çalışmadan gurur duymamak elde değil.
Önce insan, insan hayat diyerek canla başla çalışan AFAD’ı, Hayat Kurtaran AFAD’cıları gönülden tebrik ediyorum.
İyi ki varsınız.