Günah temize çekme mevsiminiz geldi.
Bir sene boyunca türlü günahlar işlediniz, hatalar yaptınız, haklar yediniz, günaha girdiniz ve şimdi temizlik vakti geldi. İki tövbe, üç oruç, bir miktar namaz ve bolca zekat.
Zekatlar için diyanet sayfasında hesaplama sistemi de var. Banka kredisi hesaplar gibi, girip hesaplıyorsunuz. Diyor ki sayfada; mevcut borçlarınız düşüldükten sonra kalan malınız üzerinden zekatınız hesaplanır.
Formüller var sayfada. Altın, gümüş, euro, dolar, nakit, mal, gibi seçenekler sunmuşlar. Oradan işaretleyerek devam ediyorsunuz ve ne ödemeniz gerektiği çıkıyor.
Öde kurtul. Bir senelik günah affı.
Bir kere, vermek gönül işidir.
Kimse bunun hesabını yapamaz. Kimse buna fiyat biçemez. Sevap işlemenin fiyatı mı olur.
Her türlü gönül işi gönülden gelerek yapılır. Rakam belirleyemezsiniz. Gönülün bir bedeli olmaz.
Diyanet sayfasında belirlenen rakam bin liradır ama benim gönlüm beşbin ister.
Sırf günahlardan arınmak için de iyilik yapılır mı peki?
Yaptığımız iyiliklerin çetelesini tutar mısınız? Ciddi soruyorum bunu. İyiliği iyilik için mi kendiniz için mi yapıyorsunuz, anlayın diye soruyorum.
Çoğu kişi iyiliği bir niyetle yapar. İyilik yapayım, sevap işlemiş olayım diye.
İyilik yapayım ki kaza, beladan korunayım.
İyilik yapayım, bereketim artsın.
Çoğunuz böyle düşünüyorsunuz doğal olarak,
Bir de iyilik yapmak için iyilik yapmak var. Dua beklemeden. Biz ona gerçek iyilik diyoruz. İyilik için iyilik yani.
Bir süre önce atlattığımız bir kaza sonrası arkadaşım bir hayır yap dedi. Yaptım zaten, kazalı kediyi ameliyat ettirdim sağlığına kavuşturdum dedim.
Öyle olmaz dedi. Bir insana iyilik yapman lazım ki hayır duası al.
Nasıl yani, dua almazsam yapılan iyilik sayılmıyor mu? Yok sayılmaz öyle dedi. Ben dünya kadar aç hayvan doyuruyorum her gün dedim. Yok insanın karnını doyur ki dua etsin dedi.
Şimdi çok emin değilim, yukarda elinde kalem kağıt bunları yazan bir birim var mı yok mu bilmiyorum.
Ancak ben iyiliği bir yerlerde yazılsın diye değil iyilik olması adına yapıyorum.
Gördüğün zordaki bir canlıya yardım etmektir iyilik benim için. Bu insan da olur, kirpi de. Kirpi bana dua etmeyecek diye dönüp gitmem. Ve bunu kimsenin bilmesine de gerek yok. İyilik benimle doğanın arasında bir yerlerde. Kim sayıyor, kim yazıyor bilmiyorum.
Sadece istediğim için yapıyorum.
Üstelik bir sene boyunca yapıyorum. Sırf vakti geldi, zekat, fitre diye değil. Ne zaman canım isterse ve ne zaman ihtiyaç varsa.
İyilik böyle bir şey.
Bazen sokakta yürürken, önünüze çıkan bir muz kabuğunu yoldan almak iyilik.
Bir cam kırığını kağıda sarıp öyle çöpe atmaktır mesela.
Yağmurdan sonra yola çıkan sümüklü böcekleri hafifçe kenara itmektir.
Sokaktaki çok zayıf köpeğin karnını doyurmaktır.
Niyet iyi olduktan sonra size birisi dua etmiş etmemiş çok da fark etmez. Yaptığınız küçücük iyiliklerin neleri önlediğini bilemezsiniz.
12 ay boyunca iyilik yapabilirsiniz. Hatta yapın da zaten. İyiliğin zamanı olabilir mi? Mevsimi, saati, ayı, haftası, günü.
Hesap kitap yapmadan iyilik yapın. Maddi olması da şart değil üstelik. Paranız olsun olmasın. Yüzlerce yolu var iyilik yapmanın.
İyi niyet taşıdığınız müddetçe iyilik seçenekleri önünüze serilir zaten.
İçinizde merhamet varsa eğer zaten iyilik sizin rutininiz olur.
Öteki türlüsü, senede bir kez vakti gelince günah arındırma işlemidir o kadar.