ABD’nin Florida Eyaleti’nde 3 kadın, ülkenin sağlık otoritesinden henüz onay almamış kök hücre tedavisi nedeniyle kör oldu.
Sarı nokta (makula dejenerasyonu) hastalığı nedeniyle Florida’da bir kliniğe başvuran, biri 80’lerinde, ikisi 70’lerinde olan kadınların gözlerine, kendi yağ hücrelerinden elde edilen kök hücreler nakledildi. Ancak tedavi, hastalığı tedavi etmek bir yana hastaları kör etti.
KÖK HÜCRE NEDİR?
Kök hücre, işlevsel olarak farklılaşmamış, yani vücudun herhangi bir organ ya da dokusunda özel bir görev yapabilmek için tam olarak olgunlaşmamış karmaşık bir yapısı olan öncül bir hücredir. Bununla birlikte bu öncül hücre bedenin başka hücrelerine dönüşebilme yeteneğine sahiptir.
Kök hücreleri, kabaca embriyolojik (ceninin erken evresi) kaynaklı veya erişkin insan bedeninden elde edilen türler olarak iki temel kısımda incelenir. Erişkin kökenli kök hücreleri insan vücudunda bulunan birçok dokudan elde edilebilmektedir ve embriyolojik kaynaklı olanlarla birlikte ortak özellikleri şunlardır:
1. Kendiliklerinden uygun bir büyüme ortamına yerleşebilirler,
2. Çoğalma yetenekleri vardır,
3. Başka tür hücrelere farklılaşıp bu türün devamı niteliğinde türler üretebilirler,
4. Kendilerini yenileyebilir veya kendi hücre topluluklarının devamlılığını sağlayabilirler,
5. Vücudun bir yerindeki zedelenmeyi takiben bu dokuyu onarabilme ve onu işlevsel hale getirebilme potansiyeline sahiptirler.
KÖK HÜCRE HANGİ HASTALIKLARDA KULLANILIR?
Türk Nöroşirürji Derneği'nin verdiği bilgiye göre; günümüzde kök hücreleri, en fazla olarak kan hastalıklarında kullanılır. Bunlardan en bilinenleri kan kanseri ve kalıtsal anemilerin yol açtığı kemik iliğinin çalışmadığı durumlardır. Bu hastalıkların yol açtığı kemik iliği yıkımının onarılmasında, tekrar kan üretimi yapabilir hale gelmesinde kök hücre uygulamaları ile oldukça yüksek oranda başarı sağlanmaktadır. Ayrıca şeker hastalığında pankreas için, böbrek yetmezliğinde, omurilik hasarlarında, beynin Parkinson, Alzheimer gibi çeşitli dejeneratif (sinir hücresi yıkımıyla giden) hastalıklarında, inmelerde, gözün retina hastalıklarında, bağışıklık sistemi hastalıklarında, bazı kalp ve damar yetmezliği hastalıklarında da halen hem deneysel hem de klinik olarak çalışmalar devam etmektedir. Bazı umut verici gelişmelere rağmen bu hastalıklarda henüz kesin bir başarı elde edilememiştir. Basında sık olarak yer bulan, bir organın (örneğin mesane gibi) veya dokunun (örneğin gözün ağ tabakası retina gibi) kök hücresi kullanılarak yeniden oluşturulması veya işlevsel hale getirilmesi hâlihazırda laboratuar ortamında küçük deney hayvanları üzerinde gerçekleştirilmektedir, insanda uygulaması yoktur. Ülkemizde çok yeni olarak, omurilik hasarı bulunan, tedavi için saptanmış uygun ölçütlere sahip kısıtlı sayıda felçli hastada kök hücresi nakli ile tedaviler uygulanmaya başlanmıştır. Bu çalışmaların sonuçları önümüzdeki yıllarda bildirilecektir. Son yıllarda yapılan araştırmalar kandan elde edilen kök hücrelerinin laboratuarda uygun koşullar altında yağ, kas, damar endoteli (iç çeperi), karaciğer, kıkırdak, kemik ve sinir hücrelerine dönüşebildiğini göstermiştir.
BİR KİŞİYE KİMDEN KÖK HÜCRESİ NAKLEDİLEBİLİR?
Günümüzde kök hücresi ile yapılan yaygın uygulama şekli kişinin kendisine ait kök hücrelerin kullanılmasıdır (otolog nakil). Bu olanaklı değilse, doku uygunluğu bulunan başka bir kişiden de (genellikle en uygun aday kardeş olmaktadır) kök hücresi nakli yapılabilir (allojenik nakil). Kardeşler arasında doku uygunluğu yaklaşık olarak yüzde 25 oranındadır.