İzmir Barosu önünde toplanan ve ellerinde “Erkek Adalet Değil Gerçek Adalet”, “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır”, “Yargıda Cinsiyetçi Kararlara Son”, “Şiddete Karşı Yanınızdayız”, “6284 Yaşatır” yazılı dövizler taşıyan İzmir Barosu üyesi kadın avukatlar, Kıbrıs Şehitleri caddesi boyunca yaptıkları yürüyüş sırasında yurttaşlara bilgilendirici broşürler de dağıttılar.
Yürüyüşün sonunda İzmir Barosu Başkan Yardımcısı ve Kadın Haklarından Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Perihan Çağrışım Kayadelen tarafından okunan açıklamada, kadın cinayetlerinin politik olduğu vurgulanarak “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından vazgeçilmeli, ceza kanunlarında kadınlara yönelik suçlara ilişkin ayrı bir suç ve ceza politikası tanımlanmalıdır” denildi. Türkiye nüfusuna göre ülkede en az 399 sığınmaevine ihtiyaç varken, hala 145 sığınmaevi bulunduğu vurgulanan açıklamada, sadece şiddete maruz kalanların başvuru yapabileceği 7/24 hizmet sunan bir telefon hattı olmadığı ifade edilerek “Başvuru mekanizmaları ve önleyici tedbirlerdeki eksiklikler, davalarda verilen ‘erkeklik indirimi’ diyebileceğimiz usuli indirimler, cezaları cezasızlığa vardıran infaz sistemi, şiddeti katmerlendirerek artırmaktadır. Tüm bunlar göstermektedir ki ‘kadınlara yönelik işlenen bu suçlarda’ ayrı bir gerekçelendirme ve ceza değerlendirmesinin yapılması gereklidir. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin sonuçlarını görmezden gelmek ve ayrımcılık, adaletsizliğe neden olmaktadır” denildi.
Ülkemizde 2020 yılında 410 kadın, 2021 yılında ise şu ana kadar toplam 350 kadının öldürüldüğüne değinilen açıklamada “Türkiye’de her 10 kadından 4’ü yaşamı boyunca erkek arkadaşı, sevgilisi, nişanlısı ya da eşi tarafından en az bir kez fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalmakta, gebe her 10 kadından 1’i fiziksel şiddete uğramaktadır. Her 3 kadından biri en az bir kez ısrarlı takip davranışına maruz kalmakta, 20-24 yaş grubundaki kadınların %15’i 18 yaşından önce, yani çocuk yaşta iken evlendirilmektedir. Fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalan kadınlardan kurumsal başvuruda bulunma cesaretini gösterebilenlerin oranı ise %11’dir” ifadeleri kullanıldı.